DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Kocaman Bir Aile / Sevda Okur Akyüz

Türk toplumu olarak neleri kaybettik, siz görmüyorsunuz ama ben hiç kazanamamış ve çok istemiş biri olarak bakıyorum hepinize ve neyi kaybediyorsunuz görüyorum.
Hevesim kırılıyor sizi izlerken. “Aile diyorum” varlığını hayal ettiğinde yalnızlığının ilacı olan aile… Sende var ama sen de orda yoksun… Ait olduğun kocaman bir aile ama elindekinin nedenli değerli olduğunu görmeden öylece yaşıyorsun… Bir de her gece odana girip yatağına uzanıp, kafanı yastığa gömüp ben neden bu kadar yalnızım diyorsun ya gel de buna üzülme.
Benim öyle anlamam zaman almadı, dünyaya geldiğimde benimde ailem vardı, yetimlerin öksüzlerin, terk edilmişlerin, istismar edilenlerin tacize tecavüze uğrayanların, vallahi aileleri vardı. Annesi babası, halası dayısı amcası nenesi dedesi… Neydi biliyor musunuz bu kişileri ortada bırakan, sorumluluk almayan bir aile bireyi… Ne oldu bizim toplumumuza. Eskiden köylerden şehre gelir hastaneye gitmek için kapınızı çalardı akraba değil sadece hemşerilerimiz olsa da yeterdi…

Biz vefakâr, biz fedakâr, biz her yaşadığı güne şükreden bir toplumduk. Kocaman bir aile gibi. Komşunun soy ağacı değildi önemli olan komşun olmasıydı seni onunla aile kılan…. Hastane sırasından korkardın da nerde kalacağından korkmazdın. Bir tanıdığın, tanıdığının tanıdığı açardı sana yuvasının kapısını atardı yer yatağını hiç burun bükmezdin… Oh sabaha kadar huzurla da yatardın… Tek düşündüğün ertesi günkü hastane sırandı…

Ah o bir zamanlar neydi öyle nasılda fakirdik… Yerlere yataklar sererdik…

Ne fakiri be ne zenginmişsiniz baksanıza…herkes herkesle akraba herkes herkese güveniyormuş… Bir selama bakıyormuş her şey…yuvanda salonunun ortasında onbeş kişilik yatakhaneler yapılı-yormuş. Kimse acaba bize ne pişirdi etli mi, otlu mu demeden misafirin oluyormuş… Ha bak bir de internetle organize olmaya bile gerek yokmuş “Paaattt!” diye çalıyormuş kapıyı.. Adları da ne güzelmiş. “Tanrı misafiri”, “Devir değişti” sözü çok saçma devir mi değişti, insan değişti. İnsan varoluşunu sorgularken kendini buldu bencil yönünü keşfetti… Keşke sorgulamasaydı “Aklın gursağın döküle!” kalaydı.
Ya ben verirsem de bana kalmazsa… Açlıktan öldü evet birileri de valla şimdi öyle bir dertte yok bir tabak fazla konsa kimse açlıktan ölmüyor. Hatta zımba gibi fit bile oluyor acık az yiyince… Spor salonuydu, terdi, banyoydu derdinde olmazdı.

Neyse konu dağılmasın hemen sıkılmaya hazır bir toplumuz zaten sözün özü biz eskiden kocaman bir aileydik, aynı ahlak kuralları, aynı değerlerle kocaman bir aileymişiz.
Ben çok dinledim kendi amcam olmayanlardan, anamı tanımayan teyzelerimden…sen beğenmezsin o yol kenarındaki sohbetleri ah eskiler diyorlar ya onların anlattıklarına bayılıyor ve neden o dönemde doğmamışım ki diyorum.

Annem akıl hastası diye yuvaya gönderilmez belki annemin aklı başındaki altı kız kardeşinin koruduğu kolladığı yeğeni olurdum. Ah keşke o teyzeler tutkun bir aile olaydı. (Şükür devletim bana sahip çıktı da şimdi bu hayallerini paylaşan aklı başında bir kız oldum.)

Çocuk yuvalarında, yetiştirme yurtlarında, çocuk evlerinde, sevgi evlerinde, rehabilite merkezlerinde, huzur evlerinde, hastanelerde, sokak ortalarında birileri varda onların akrabaları yok mu? Aç kal-maktan ilgisinin yetmeyeceğinden korkan hatta selamını vermeye korkan ardından bir şey istenir mi diye ürperen bencil insanlar birilerinin dayısı, halası, amcası, dedesi, anası, babası. Kaçtılar birilerin-den attılar birilerinin sorumluluğunu birde nasıl mecalleri kalmadığını nasıl çabaladıklarını anlatırlar “tuh tuh! vah vah!” karşılığında kendilerini tatmin ederler. (kimi kandırıyon emmi yuvada bir beben, huzur evinde de anan var diyemiyon tabi)

Kocaman kocaman aileydik bizler… Halalar, dayılar, amcalar, yengeler. Bir metre bez ile etek diker… Bize büyük gelen kıyafetleri değiş-tirip kocaman bir nesil yetiştirirdik. Ekmekler eder komşuyu kışın ne yiyecek derdinden de kurtarırdık.

Ben yuvada büyüdüm, yetiştirme yurdunda ergen oldum. Genç oldum. Kadın oldum, anne oldum, anneanne de olacağım inşallah, teyze de oldum, baldız oldum, görümce oldum, hala da oldum.. gördünüz mü benim de kocaman ailem oldu. Tek çıktığım bu yolda ben bile kocaman bir ailenin parçası oldum.

Evet dönem kötü günümüzün uzunca saatlerinde devletimize hizmet edip karşılığında ailemin geçim kaynağını kazanıyorum. Saatlerim kısıtlı evet ama, bir telefon açıp yeğenlerime gülen sesle kendimi hatırlatıyorum. Tatil günlerini çekiyorlar teyzelerini ve kuzenlerini görebilmek için.

Gülümsüyorum apartmanımın önünde oturmuş bıd bıd eden teyzelere, kolay gelsin diyorum. Parkta kızlarımı sallarken diğer çocuklara da nasılsınız diyorum. Kızlarıma dondurma alırken azcık ucuza kaçıp diğer çocukların da içini soğutuyorum. Güzü kalmasın diye…

Sözün özü diyorum ki evimin içinde anne eşim ama kapıdan çıkın-ca bir selam ile bir hatır ile bir gülümseme ile büyüttüğüm önemsediğim diğer herkesi katıyorum hayatıma ki bir gün başları sıkışırsa sevda abla, sevda teyze, sevda hanım, sevda yavrum diyen insanlar olsun çevremde…

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 4 eseri bulunmaktadır.