DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Zaman… /  İnci Geçkil

Zaman geçiyor, insanlar gidiyor. Geride sen kalıyorsun. Nedenlerinle, sorgulamalarınla. Elinden başka bir şey gelmiyor. Çünkü bir de özlemle doluyorsun. Belki bir gün diyerek bekliyorsun yalnızca. Birini çok sevince hep gidiyor mu? Merak ediyorum da.

Çünkü kimi çok seversem, kimden hiç vazgeçmemekten vazgeçmediysem, gidiyor. Kimi öpsem, kime sarılsam, kimle konuşsam, hemen sonu geliyor. Hâlbuki daha çok var zannetmiştim. Sanırım ben birini çok sevince, onlar beni sevmiyor. Mesela O gitti.

Düşünüyorum da bir daha ben onu öpemeyecek miyim artık? Gerçekten, ona doğru yürürken yüzümde tebessüm olmayacak mı? Ya da bir daha hiç ona doğru yürümeyecek miyim? Hiç ona doğru koşmayacak mıyım artık?

Bir daha hiç günaydın mesajı atmayacak mı? Hayır ya atacak diyorum sonra. Hatta bir sürü şey yazmış olacak. Hepsini gülerek okuyacağım. Seni seviyorum aşkım günaydın diyerek cevaplayacağım hepsini. Ama biliyorum cevaplamam gereken bir mesaj olmayacak.

Sadece kendimi kandırıyorum, biliyorum. Bazı şeyleri görmüyorum, görmek istemediğim için. Unutursun diyorlar. Başkası olur diyorlar. Biri gider diğeri gelir diyorlar. Ama o biri hiç gitmesin istemiştim ben, çok mu zordu? Lütfen ya.

Yanında biraz daha uyumak, bir kaç kere daha öpmek, biraz daha sıkı sıkı sarılmak? Sanırım bazı şeyler elimin altındayken gidince, bir zaman sonra imkânsızlaşıyor. Ama söyler misin, ne olurdu yanına gelseydim, yine aynı parfümü sıksaydın ve bir kaç şeyini daha bana verseydin, saklasaydım.

Bir kaç şeyin daha bende kalsaydı. Olmaz mıydı? Biraz daha yalan söyleseydin, yüzlerce defa daha seni seviyorum deseydin, binlerce seni hiçbir zaman bırakmayacağım deseydin, inansaydım, ve böyle olmasaydı. Ne olurdu ki? Çok mu şey istedim?

Sanırım senin gitmeni gerektirecek çok şey istemişim. Erkek dediğin yürekli olmalı; ve kendini seven bir kadını üzmekten ödü patlayacak kadar da korkak..”

Bazı geceler vardır, aklında olup yanında olmayanlar kaçırır uykunu…

Nereye dönersen dön, ne içersen iç, ne kadar dua edersen et olmaz…

Bir zamanlar sen olmadan uyuyamadığını söyleyen birinin başkasıyla uyuyor olma ihtimali boğar seni. Buna engel olamazsın.

Arayamazsın, soramazsın, duyamazsın…

Kalbin kırıksa uyumazsın.

Ne zaman başını yastığa koysan, göğsüne bir şeyler batar…

Kalbim ne kadar kırılırsa kırılsın söylemem, belli etmem kimseye genelde. Yıpratılmış kadınları sevmek lazımdı belki de,

Şımartılmışları değil…

“Belki kavga edebiliriz, küs kalabiliriz, birbirimizi üzebiliriz, mutsuz edebiliriz. Ama ne olursa olsun her gece benimle uyu.”

Hani hep ‘ konuşmaya çok ihtiyacım ‘ var diyoruz ya, aslında konuşmaya değil herhangi birine ihtiyacımız var. belki yanında sadece susabileceğimiz biri , belki omzuna yaslanıp öylece duracağımız biri, belki aynı şarkıyı aynı anda dinleyeceğimiz biri. En çok böyle biri olmalı. Ne sevgili ne arkadaş. Benim hiç kaybetmekten korkmadığım biri olmalı yanımda .

Ben seni pek bir ulu orta sevdim sanırım. Gizlemeden, korkmadan sevdim. En büyük hatam da budur belki de. Sen bile bilmemeliydin ne kadar sevdiğimi, belki o zaman bitmezdik. Ben ayrılıkları kabul edecek kadar büyüdüm ama iç kanamaları durduracak kadar tıp bilgim yok. Yani diyorum ki gidişin bana bir hastane kokusu bıraktı, en sevmediğim koku. Zaten senin kokundan sonra hiçbir kokuyu sevmedim ben.

Beni düşün istiyorum…

Yani aklından çıkarma beni. Çünkü benim için dünyanın en güzel yeri senin aklında olmak…

Bu yüzden hep aklında tut beni,

Kimseyle paylaşmak istemediğin bir sır gibi…

Sımsıkı sarıl ve hiç kimselere verme…

Gerçek anlamda dipte hissediyorum kendimi. Mutsuz, huzursuz, samimiyetsizim. Anlık sevinçler yaşıyorum sonra aynı sıkıntılar sarıyor hayat. Elimden geleni yaptım mutlu olmak için diyemem, çünkü çabalamıyorum. Çünkü inancımı kaybettim. Çünkü çok iyi biliyorum ki, çabalasam bile hiçbir şey değişmeyecek.

‘En azından denedim.’ Diyebilmek için elinden geleni yapan insanlardan değilim. Keşke olabilseydim. Neyse. Dedim ya, tam anlamıyla dipteyim..

Yalancıdan başka herkes hissediyor. Kimi önemsemediği için, kimi de utandırmamak için bozmuyor. Evet duygusalım.

Sinirlenince ağlarım. Çirkinim. Sosyal değilim. Ama biliyor musun? Ben senden daha insanım. Önyargılarım yok, insanları kırmıyorum ve hayal kurabiliyorum. Olmayacaklarını bilsem bile.

“Ve sonra bir kelime eder. Kirpik uçlarından başlarsın kırılmaya. O sayede yıllarca beslediğin sevgini dahi kendi elleriyle gömer en derinlerine. Öldürür adeta tüm hislerini.

Ve artık nefret edersin ondan. Zerre kadar sevgi beslemezsin içinde.”

Git. En uzağa. Yüzünü, sesini, her şeyini unutturabilecek kadar uzağa git. Sen git, çünkü benim gidecek gücüm yok. Bir tek zamanı bırak bana, onun sayesinde sen bir yabancıya dönüşeceksin benim için.

Tüm hatıralar, kayıp zamanlara dönüşecek. Ben hep eksik yaşayacağım. Geride bıraktığın boşluk, en çok geceleri sızlayacak bir yara gibi. Gündüzleri herkese karşı güçlü görünürken, geceleri en zayıf halimi giyinip buğulu gözlerle bakacağım geçmişe biliyorum ki sen daha gitmeye karar verdiğin ilk an, unutmaya başladın beni.

Hadi git, başka hayatları da mahvetmeye başla geç olmadan. Bende istiyorum sevgilim olsun, her dakika mesaj atsın merak etsin. Ayrıldığımız andan itibaren özlemeye başlasın beni, kıskansın ama çok trip atmasın. Hatalarımı görüp beni uyarsın, her şeyi beraber yapalım herkes özensin.

Onun yanında saçmalayabileyim ve o bunu normal karşılasın. Ne severim ne giyerim nereye giderim hepsini bilsin. Telefonumu alıp bakmasın bana öyle bir güvensin ki telefonumu ona vereyim bir kaç gün onda kalsın. Beni koşulsuz hiçbir şey beklemeden karşılıksız sevsin.

Bak arkadaşım, özledim tamam mı? Ben sana burada özledim diye 7 harften oluşan 1 kelime söylerim ama sen benim içimde kopan fırtınaların bütün kelimeleri, harfleri, anlamları nasıl yok ettiğini bilemezsin işte.. Bilemezsin.

Sonra sen geldin. Öyle bir geldin ki, zihnim, kalbim senle doldu. Baktığım her yerde seni aradı gözlerim. Hala da böyle. Bir farkı yok dünden. Sadece biraz kırgınım. Oda geçer.

 

 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 12 eseri bulunmaktadır.