DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Aşkın İlamıdır Bu Sözler / Gürhan Gürkan

Yaşanmış bir aşkın kalpçe nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi bir belgedir bu.

Hüzne duçar olmuş bir kalbin kısık sesle feryadıdır cümle âleme. Okurken kalben okuyun ve ona göre hüküm verin.

Kalbe takılan kelepçe…

Cana yapılan işkence…

Aşk bileşkesidir bu canhıraş figanlar.

Kâh hayali, kâh sahi…

Kâh olası, kâh imkânsız…

Vira Bismillah diye başlayalım, kalpte olanı taşıralım, sözde olanı aşıralım.

Payımıza düşeni üleştirelim kuşa kurda.

İsrafı olmasın aşkımızın, zayi…

Yürüdüm Karani gibi çöl çöl hem de, ceylanı oldun ömrümün. Arş arş hem de, miracı oldun gönlümün.

Harf harf sevdim seni, hece hece, cümle cümle; hepsinin toplamında sen vardın.  Nasıl da anlam yüklüydün?

Geceyi gündüz bildim, dağı düz, güzü bahar… Maksudumda sen vardın ey en sevgili.

Sana varmanın evvelinde İbrahim’in atıldığı ateş, Yusuf’un itildiği kuyu olsa da razıydım.

Mecnunun gittiği çöl, bülbülün başında sabahlara kadar açması için yalvarıp öttüğü gül olsa da razıydım.

Sana sevdalıydım. Kirpiğine varana değin… Kırıntısına kadar gülüşünün… Zerresine kadar bakışının…

Sensizliğin orucundayım, kaç iftar bekleyeceğim? Kaç sahuru sensiz edeceğim? Yüzünün nikabını daha kaç vakit açamayacağım? Kalbinin Kâbe’sini ne zaman tavaf edeceğim? İsterim ki adım acı olsun.

Soyağacım Kays’a çıkar, kurcalayın.

Kalbim Şems’e ilticalıdır, inceleyin.

Gen haritamda Peygamber Efendimizin sevdası saklıdır, hissedin.

Her yol Rabb’e çıkar bizde, aşkın yoludur istikametimiz.

İstihkakımız ise kalptir.

Şimşek ol, çakıl canıma.  Sol yanımı açayım, bıçak ol saplan. Zehir ol, bade bilirim seni ve bir yudumda kafaya dikerim. Pimi çekilmiş el bombası ol avucumda, infilak et. Parça parça seni sevmezsem ne olayım? Et et, kemik kemik…

Şeyh Galip gibi yazdım sana. Ateş denizlerini mürekkep eyledim. Cam kırıklarını yok saydım. Ejderhaları avladım. Yılanları hakladım. Sana vasıl olmanın evvelinde önüme çıkan her engeli aştım. Demek istediğim şu ki; aşkın karşısında dağ olsa çakıla döner, okyanus olsa damlaya…

Nasıl da sevdiğimin ispatıdır her satır. İçimi jiletleye jiletleye yazdım sana. Eksik kalmasın hissettiğim hiçbir şey. Törpüleye törpüleye ömrümü… Yırta yırta… Koparta koparta…

Sana kanatlanan can kuşum özgürce uçsun ve gelip kalp dalına konsun. Aşkımı şakısın sana. Aşk çiçeğim gelip pencerene dolansın ve tek sana açsın ve tek sana koksun.

Canımı uğruna harcadım. Verilse kaç can daha inan gözümü kırpmadan onları da senin uğruna heba ederdim.

Canım kendi bedenimde kiralık bir evdeymiş gibi duruyor ve emanet yaşıyor. Sen bu âcizane canın ebedi ev sahibisin.

Sana geldim bir çığ gibi kopup geldim. Bir sel gibi akıp geldim. Bir dağ gibi yürüyüp geldim.

Terazinin bir kefesine dünyayı koysalar diğer tarafına sana olan aşkımı… İnan aşkımın karşısında dünya hafif gelir. Anla nasıl bir aşkla imtihan olunduğunu?

Uğruna döktüğüm gözyaşlarıyla alıyorum abdestimi. Rabbimin huzuruna beş vakit seninle çıkıyorum. Seni nasıl da kutsal sevdiğimi bil istiyorum.

Sen duasına çıkıyorum.

Yağ bana.

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 25 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları