DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Sen Gidince / Ziya Doğan

Gördüm seni, sen giderken.. Gördüm… Hiç kapatmamalıydım göz kapaklarımı. Silinmemeliydi o resmin gözlerimden.. Ve o an, seni, evet, seni gözbebeklerime kazımak isterdim..  Sonra nereye baksam, nereye dönsem sırf seni görebilmek için…

Sen gidince, amansızca acıdı canım. Çekildi tüm hücrelerim.. Ve damarlarıma nasıl da yalvardım, nasıl da yakardım.. Çatlamasınlar diye… Sonra ağrılar.. en acımasız sancılar saldırdı dört bir yanıma.. Gördüm, boşalmıştı bedenimden ruhum, gidiyordu seninle…

Giderken sen, aklımın çengeline binlerce soru takıldı. Hiç yaşamamıştım böylesini bugüne değin.. Ve yüreğimin orta yerine bir damla kan indi.. Bu inen damla, inim inim inletti beni! Sonra yığılmış kalakalmışım olduğum yere… Tuhaf, içimde tanımlayan bir mutluluk vardı. İçim yere iner gibi değil, göğe doğru yücelir gibi derinleşti. Ruhum bir okyanus oldu adeta.. Bedenim ise bir dalgıç,  bir gemi… Geleyim mi arkandan?

Sen gidince, bahar olan mevsimim güze döndü… Ve esen sert rüzgâr yıktı bütün hayallerimi. Tarumar etti tüm planlarımı.. Sonra kurumuş yaprak misali bir o yana bir öbür yana savrulmuş durmuşum öylece.

Giderken sen, hep yanaklarım ıslandı. Hala ıslak… Ve anladım, insanın dörtte üçünün neden su olduğunu.. Sonra kurumasın yanaklarımdaki ıslaklık diye, rahmet yağdırdı Rahman..  Beynime isabet eden bir yağmur taneciği, kalbime; “Dert etme.. Allah var, gam yok!” dedi, duydum…

Sen gidince, bir ses duydu kanayan kalbim.. “Can, ben buradayım!” Ve ruhumu okşayan o ses, sesindi! Evet, haykıran sen idin! Biliyorum,  zira senden başkası bana, “Can” demedi, demiyor, demeyecek… Sonra varlığımla, “Evet, sen O’nun(c.c) tutsağısın!” dedim.

Giderken sen, dönüp dönüp gidişine baktım. İçim yandı.. yangın yeri içim.. Ve kavruldum… Sonra büküldü boynum. Bir yetim gibi.. bir öksüz gibi.. Adımı(zı) yazdılar mazlumlar defterine, gam mı?

Sen gidince, bir umutla çevirdim gözlerimi gözlerine.. ama nafile, yoktun.. Ve yok oldum eriye eriye…  Sonra saniye saniye..

Giderken sen, keşke “Gitme, Yusuf’um. Gitme!” deseydim. Bırakırlar mıydı seni bana ya da beni sana? Sonra düşündüm, Yusuf’a medrese, medreseye Yusuf yakışır!

Sen gidince, ellerimi kaldırdım çok zor olsa da. Sallayamadım. Sonra anladım ki aradan epey zaman geçmiş, yaşadıklarım dünden kalma!

Giderken sen, gömleğin yastık kılıfım, ceketin yorgan ve pantolon ise döşeğim.. Ve seninleyim hep… İki ayrı beden ve bir ruh… Sonra “Keşke” dedim. “Keşke, onlar senin nasıl bir kalbe sahip olduklarını bilselerdi!” Basiretsize ne anlatabilirsin ki?

Gidence sen, her gece düşümdesin. Bu gece de gördüm. Bana, “Soyunsunlar!” diyordun. “Soyunsunlar insanlık kibirden, gafletten, egodan, cehaletten, önyargıdan ve dünyalıklardan..” Ve uyanınca ben, hemen Adil-i Mutlak’a secdeye durdum. Secde bitmeden bittim. Bir daha, bir daha, tekrar bir daha.. Bitap düşene dek… Sonra aşk burcundan şefaat burcuna doğru kanat çırparken, dilimde o sevdiğin şarkı, “Kırılsa da kanadımız/Asiye çıksa adımız/Duyan duysun/Bilen bilsin, gülüm/Böyledir, bizim sevdamız!”

Giderken sen,  dilim varmadı sana, “Hoşça kal Yusuf’um, Hoşça kal Can’ım!” demeye… Sonra tutuldu dilim.. Tutuldu yüreğim.. Ve nihayetinde tutuktu fikirlerim, düşüncelerim…

Sen gidince Can, bu bedenden gitti bu can!

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Sen Gidince / Ziya Doğan

  1. Kiymetli yazar,

    Kaleminize saglik. Murekkebiniz kurumasin insallah. Daha fazlasini ummak uzere.

    Yusuf

Oz Ural için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 24 eseri bulunmaktadır.