DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Gazete, Gazeteci ve Gazetecilik / Ziya Doğan

Türkiye’de 1961’den beri “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” kutlanmaktadır. Bu vesile ile bu güne dair düşüncelerimi ifade etmeden evvel, hakperest gazeteci dostlarımın günü kutluyorum.

Günlük olayları sonsuzluk çizgisinde yorumlayıp okuyucuya ulaştırma aracına; gazete, bu olayları yorumlama, bir tek çizgide toplayıp özetleme, ruhlara ebet ve edep mührünü vurana; gazeteci, yalan, iftira ve acıklı olayları tablolaştırarak Hakka karşı büyük günah, insanların hakkına girmeme, ümitsizliğe düşürmemek, iğrenç sahneleri gözler önüne sermemek yahut şehevi hisleri kamçılamamaya da gazetecilik, olayların akışında kalemiyle beraber boğulan değil, hadiselerin en anlaşılmaz noktasının bir kenarında tutup okuyucusunu aydınlığa doğru ve hakikat bilgisine ulaştırana da köşe yazarı denir.

Topluma doğruluğu aksettiren birer aynadır gazete ve gazeteci. Dikkat edin, böylesi gazetecinin gazetesinde kafa fotoğrafları, belden aşağı fotoğraflardan daha fazladır.

O halde haber nedir?

“Bazıları, bazı şeylerin bazı yerlerde yayınlanmasını istemez. İşte o şeylere haber diyoruz.”

Gazeteler milli bünyenin ve toplumun soluk borusu görevindedir. Vicdan denilen mekanizma, gazetecinin sığınacağı tek kaledir. Bu kale; terk edildiği vakit, insanlığa vereceği hiçbir şey yoktur. Yalandan ve iftiradan hatta zehirden başka…

Gazeteci, toplum ruhunu tamir eden mimardır. Her olayın püf noktasını yakalayan ve kehanet düşüncesinden uzak bir mimar… Gazeteci, şartlı bakışından ve önyargısından uzak durmalıdır. Tarafsız olmalıdır. Sadece doğru bilginin ve hukukun taraftarıdır.

Önyargıları ile olayları analiz etmeye kalkışan bir gazeteci, kör bir kuyuya düşmüş gözü bağlı bir beygirden farksızdır.

Gazeteci asla ve asla yalaka, onursuz, haysiyetsiz, aç ve korkak değildir ve olmamalıdır. Hele haysiyet celladı hiç olmamalıdır.

Elbette gazeteci şüphecidir. Mesleği gereği şüpheci olmak zorundadır. Durmadan soru sormalı ve olayları araştırmalıdır. Elde ettiği bilgi ve belgeleri teyit etmekle mükelleftir. Bu kadar hassas davranırken de haberle yorumu ayırmalıdır.

Gazeteci, çok iyi bir aşçıdır aynı zamanda. Yaptığı her haberin kıvamını bilir. Asla ham haberi yayınlamaz. Yayınladığı her haberin arkasında durur. Hata yaptığında en iyi şekilde özür dilemesini de bilir.

Mesleğini kullanarak asla tetikçilik yapmaz. Nefret tohumları ekmez. Tarafgirlikle iç hesaplaşmaya girişmez. Bunu ahlaksızlık ve vicdansızlık olarak benimser.

Gazetecilik, olaylardan ibret dersi çıkarmanın en güzide yolu olmakla birlikte, bitmeyen bir enerji ve kesintisiz bir aksiyondur. Öylesine bir aksiyon ki, hadiseler okyanusunda batmadan toplumu kurtarmak için gönül gemisine kalemini direk, sayfasını da yelken yapmaktır.

Unutulmamalıdır ki, olaylar gazetenin gergef ipleridir. Onu maharetli eller sayfalara öyle güzel örer ki topluma çıkış yolu olur.

Hep çıkmaz sokak türkülerini söyleyen bir gazetecilik anlayışı, ümitsizlik soluklayan ve nefret şırıngasıyla ruhları felç etmeye çalışan gazetecinin düşüncesi, dili bir yılandili ve kalemi bir akrep iğnesi kadar tehlikeli ve zehirlidir.

Allah, bu güzide toplumu, bu aziz milleti ve bu güzel vatanı dili yılandili ve kalemi akrep iğnesi olan gazete ve gazetecilerin şerrinden ve zehrinden korusun!

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Gazete, Gazeteci ve Gazetecilik / Ziya Doğan

Semieamis için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 24 eseri bulunmaktadır.