Bodrum Sizin Olsun, Trabzon Benim / Nargis İsmayılova
Bir başka bakar bana Trabzon,
Bir başka severim Trabzon’u
Yeşilin büyüsü sinmişken ovalarına
Ruhumu okşar sessizce Karadeniz…
Masmavi bakar dünyaya…
Çınar kokusu dolunca simsiyah arabaya
Bir bebek mutluluğu bırakır kalbime, Trabzon!
Bodrum sizin olsun, Trabzon benim…
Sarılsın boynuma sımsıkı,
Selamlasın eski ahbap gibi…
Birkaç damla göz yaşı akıtsın omuzlarıma…
Uzungöl gibi berrak, Ayder gibi kadınsı, gururlu bir gözyaşı…
Mutluluktan ağlasın Trabzon!
Koşuşturayım yine odun kokan ormanlarında…
Kırmızı damarlı elleri ile kucak açarken bana ormanlar…
Kendimi bulayım Sümelada, Vazelonda
Yaşayayım bilindik bir duyguyu
Öpsün dudaklarımdan Trabzon türküleri…
Kucaklasın yine beni çay bahçeleri
Hatırlatsın çocukluğumun
çay kokulu ninnilerini…
Hatırlatsın vatanımı, kuzeyimi, güneyimi…
Oturup benimle efkâr dağıtsın Trabzon!
Bir rakı, bir az da beyaz peynir olsa ne güzel olurdu dimi?
Ah bugün de bulmadık açık tekel
Olsun, yetiyor beni sarhoş etmeye
Karadeniz’in türkülerindeki hüzünler
“Ay ışığı bu gece dolmadı pencereme ölüm belki olurda ayriluği deneme
Yüzun gelur akluma
Uyumam geceleri
Kalktum sigara yaktum içmezdum önceleri”
Tütün kokusu gelir ansızın burnuma
Biliyor musun?
Buram buram çay kokar Trabzon’un kadınları…
Hatırlarım çocukluğumu,
Çay kokulu ninnileri…
Dünyanın bütün gülücüklerine sahip Trabzon çocukları
Biliyor musun?
Deniz gibi bakar Trabzon’un adamları…