DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

“Nehirlerin Korkusu” / Ceylan Mumoğlu


Günlerden bir gün “filozof” oğlum düşündürücü sorusuyla beni şaşırttı. Hatırlıyorum, elimde bir romandan ilginç bir sahneyi okumaktaydım. Oğlum sorusunu sorunca sanki bebeği annesinden ayırıyorlar gibi bir duygu yaşadım. Ama Allahtan, soru çok ilgi çekiciydi, okuduğum sahneyi yarım bırakacağıma o kadar da üzülmedim. Oğlum merak dolu bakışlarını bana dikti ve şöyle sordu:

– Anne, insanlar dünyaya neden geliyorlar ve geliyorlarsa, neden sonra ölüyorlar?

Önce ilk aklıma gelen şey, okulda ders kitaplarından öğrendiğim konuları ona açıklamak oldu. Böylece bilginin aktarılması gerçekleşecekti. Sonra kendi kendime dedim ki, zaten bu bilgileri oğlum okulda okuduğu zamanlarda öğretmenler ona aktaracaklar, o zaman neden acele edeyim ki? Onun da öğrenecek yeni şeyleri olsun. Farklı yoldan giderek, insanların doğumu ve ölümünü nehirler ve okyanus örneğinde tasvir etmeğe başladım.

– Oğlum, dedim, hayal et ki, nehirler de aynen bizim gibi insandırlar.

Hayata başlarken başladıkları yerden yola çıkarlar ve uzun uzun yollar geçtikten sonra okyanusa akarlar. Biliyor musun, onlar da okyanusa dökülmeden önce korkudan ölürler. Oğlum gözlerimin içine bakarak büyük bir merakla soruyor:

– A gerçekten mi? Peki kimden veya neden korkuyorlar?

– Geri dönmeyeceklerinden korkuyorlar.

– Ama anne, nehirler geri dönmeyeceklerini bilmiyorlar mı? Nehirler tek yönde akarlar.

– Aferin. Şimdi gerisini dinle, dedim oğluma.  Nehirler kendi yollarında akarken hem güzel manzaraları izliyor, maceralar yaşıyor, hayattan zevk alıyorlar. Aynı zamanda hayatın onlara sunduğu zorlukları da tadarlar. Bazen düz çayırlardan, bazen karışık ormanlardan ve dağların tepelerinden akarlar. Bu zaman içlerindeki korku duygusu zayıflar. Çünkü henüz okyanusa yaklaşmamışlar, ona ulaşıp karışmamışlardır.

– Peki anne, nehirler büyük sulara karıştığında ne olacak ki?

– İşte, nehirleri endişenlendiren şey de bu. Onları kokutan asıl şey cahillik, bilgisizlik, deneyimsizliktir. Bildikleri şey sadece şu: onlar kendi yollarında akıyorlar, geri dönmeleri mümkün değildir ve sonunda okyanusa döküleceklerdir.

– Annecim, nehirler korkmamak için ne yapmalılar? Onlara kim yardım edecek?

– Çok basit aslında. Nehirler okyanusla karışmadan önce korku hissini yenmeliler. Okyanusla karışacakları zaman yok olmayacaklarını, aksine onunla kavuşup birlik olacaklarını öğrenmeliler. Nehirlerin okyanusa dökülmesi bir yanda yok oluşsa da, öte yandan diriliştir.

– Hımm, annecim, galiba şimdi anladım. Nehirlere kimse yardım etmeyecek, kendi kendilerine yardım edeceklerdir ve böylece korkmamayı öğreneceklerdir.

– Evet, sevgili oğlum, nehirler hem korkmamayı, hem de “dirilişi” okyanusla kavuşmadan önce öğrenmeleri gerekiyor. Kutsal Kitabımız Kuran-i Kerim’de şöyle diyor:  “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” (2/Bakara,156).

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 5 eseri bulunmaktadır.