DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

ve Aile ve Gençlik ve Devlet / Tijen Öncel

Merhaba dostlar,

Maalesef İnsanlar, tatil zamanlarını enerjilerini doğru şekilde aktarmak yerine tüm hafta sonlarını alış veriş merkezlerinde geçirip dinlenmek yerine tüm negatif enerjileri bedenlerinde yeniden toplayıp sözde gezmiş oluyorlar…

Geçen günlerde bir ortamdayken Tv’nin açık olması nedeniyle haberlere kulak misafiri oldum. Ben şahsen haber dinlemiyorum çünkü insanların enerji bedenleri negatif yönden etkilediği ve bu enerjiyi dünya ya yaydıkları için medya kanallarını sağlıklı bulmuyorum. Veya dizi seyretmiyorum. Saçma sapan diziler, bizleri kendine köleleştirip kendimizle olma zamanımızı çalıp bizleri tembel düşünmeyen robot toplum modeline geçiriyor. Bunun yerine aileme, dostlarıma vakit ayırıyorum. Onlarla çay kahve içerek Neşelenmeye geçiyorum. Neyse, bu rast gele duyduğum konuşmada Türkiye’nin bir yetkilisi alış veriş merkezlerinin pazar da açık kalacağından bahsediyordu. Çünkü halkın bu merkezleri yaşam alanı ilan ettiğinden bahsetti!.. Güldüm.. ne günlere geldik dedim kendimce!.. Hafta sonumuzu ailece birşey paylaşmak, Sevgiyi yaymak, doğa ile baş başa geçirmek yerine saçma sapan tüketici zihniyetini besleyen bir yığın gürültü patırtının içinde birbirinin sesini bile duymakta zorlandığın bir ortamın GEZİ ORTAMI olarak kabul etmemiz ne acı!.. Doğaya dönmedikten sonra insan zihniyeti tüketmeye ve Negatif yönde tükenmeye devam edecektir… Aileler birlikte vakit geçirmenin sohbet etmenin önemini unuttuğu sürece sırf gençlerin veya çocukları başlarından atmak için telefon, tv, alış veriş yaparak değerleri vakitlerini heba ettiklerini anlayacaklardır. İçinde bulunduğumuz dönem zaten oldukça zor bir zamandır. Zaten genç ruhlara fazlasıyla önem göstermek gereken dönemde onları başıboş bırakmak oldukça yanlıştır. Bu dönmede zorlayıcı enerji ile gençlerimizin baş etmek de zorlandığı apaçık ortadadır.

Aileler, gençlerin enerjilerini doğru yönlendirilmekte zorlandığı bir zaman da yaşıyoruz. Uyustrucuya, yanlış topluluklara yönelen gençler ne yazık ki heba olup gidiyorlar. Burada en büyük sorumluluk devlet de görevli olan kişilere düşüyor. Devlet negatif bilinçleri el altından beslemekle yapıyor.. Eğitim sisteminin reforma ihtiyacı var. Onların sevmediği onaylamadığı Ego’ların cirit attığı bir eğitim sistemini kabul etmeyen gençler enerjilerini yanlış yollara saparak harcıyorlar. Uyuşturucu aldı başını gidiyor. GENCLER, TEKNOLOJİ, MODERN YASAM ADI ALTINDA YALNIZLAŞIYORLAR. Gençlerimizi dışlamak onları topluma kazandırmak yerine Suç Makineleri haline dönüştürmekteyiz.. Aileler bu durumlarla baş edemediği için artık evlatlarından vazgeçmeyi SEÇİYORLAR.. Devletin gücü işte O zaman devreye girmeli. Aileler, çocuklarını rahatlıkla devletin kucağına teslim etmeleri gerekir. Devlet ,bu gençleri rehabilite edip onlara iş imkanları sağlamalı, hiç bir aile utanmadan sıkılmadan çocukçularının zor zamanında onlara sahip çıkmalıdır. Bizler de, onları dışlamak yerine onların ayıplarını yanlışlarını yüzlerine vurmak yerine aksine onlara daha çok sevgi gösterip bir an önce toparlanmaları için yardımcı olmalıyız. UNUTMAYIZ KİMSENİN ELİ KİMSENIN HAYATI MÜKEMMEL DEĞİLDİR.. BAŞKALARINI YARGILAMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE KENDİ HAYATINI GÖZDEN GEÇİRMEK GEREKİR…
Devlet TOPLUMUNDAN SADECE VERGİ ALMAK DEMEK DEĞİLDİR. Toplumun refah seviyesinden de sorumludur. Onların her alanda ayaklarına kadar hizmet götürmelidir Sorunlu olan, Gençler, çocuklar için çözüm üretmeli geniş yeşillikler için de REHABİLİTASYON merkezi açmak gerekli. VE BU İŞTE ÇALIŞACAK YÜREKLERİNDE SADECE SEVGİ VE MERHAMET’le çalışacak (amaçları gün gitsin para gelsin bilincinde olmayan..) kişilerle bu gençleri topluma kazandırmalı.. Gençleri küçük yaşlarından ele alıp onları sevdikleri yapabilecekleri işlerde görevlendirmeli o konularda eğitim almalarına yardım etmeliler. Çocukların hayatlarının bir sınavla değil tüm eğitim döneminde hangi konuda becerisi varsa takip edilip ona göre okullar da sevdiği işi yapması için eğitim vermeliler.

Hizmet etmek sizi DEVLET YAPAR..

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 4 eseri bulunmaktadır.