Çocuk ve Hayal Gücü / Gülcihan Sinem Öztürk
Parmak uçlarıyla gökyüzünü resmeden bir çocuk elbette siyah-beyaz bir dünyayı hayal gücüyle renklendirebilirdi, buna inanan anne ve babalar çocuklarına boya kalemleri verdiler, kâğıdı-kalemi sevdirdiler ve hayal ettiği şeyleri kâğıda aktaran çocuk bir gün gülümsedi çocuk olmayı unutmuş yetişkinlerin umutsuz günlerine…
Oysa kâğıt, kalem ve boyalar ile yetişen çocuk için henüz yeni, renkli fikirler bitmemişti, öncekinden farklı bir pencereden bakabilmek için bir gün kendini yeniden keşfetti, her defasında tekrar başladı her şeye sıfırdan, ilk adımdan, bu defa başaracaktı… Önce kendisi kendisiyle gurur duydu, dolu dolu yaşadı ve büyüdü, mutlu, huzurlu oldu ve çevresine mutluluk dağıttı. Renklere boyadı tekrar gökyüzünü, çiçeklerin rengini değiştirdi, denizi bildiği gibi çeşitlendirdi, hayallerinin peşini hiç bırakmadı… Hep devam etti yolunda, doğru bildiklerine inanarak, sabırla, azimle, kararlılıkla… Tek başına da olsa üstesinden gelmeye çalıştıklarında hiç pes etmedi, hiç vazgeçmedi… “Ben buyum işte!” diyebildi günün birinde, herkesle birlikte…
Yetişkin olmak aynı yolları daha önce geçmiş olmak demekti elbet, kimi zaman pek çok soruya yanıt verebilmek, sorunları ise çözebilmekti… Kimi yetişkinlerin çocukluğu da kayıptı; hayal etmeyi unutmuştu yetişkin, hayallerini yok edip kendisi de çocuğuyla birlikte büyümüştü. Çocuğunun hayallerini de elinden almıştı üstelik yetişkin olacağım derken bütün doğru saydıklarına veda edip… Çocuk kimi, nasıl örnek aldıysa öyle yetişmişti…
Hayalleri kaybolan çocuğa göre artık papatyalar beyaz, güller kırmızı renkli, lavantalar sadece mor, gökyüzü ve deniz mavi, çimenler yeşildi… Hayallerini kaybeden çocuk bir daha renkleri herkesin düşlediğinden farklı olarak hiç düşlemedi, yetişkin ise çocuğunu hep tekdüzelikle itham etti, herkes gibi olmakla betimledi… Bu döngü sürekli aynı şekilde devam etti, ta ki “kendi bakış açımı değiştirebilirim” diyen bir kahraman ortaya çıkarak kendisini değiştirinceye kadar, sonra zaten tüm dünya değişti ve yeniden renklere evrildi…
Kendi hayal ettiği rengârenk bir gökyüzü altında, kendi anlarından hayata renk katarak, mutlulukla, hep birlikte koşturabilmektir yaşamak; tüm siyah-beyaz ve zamanın telaşına rağmen!
Çok doğru hocam eline emeğine sağlık
Kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.