DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Git Çimlere Yat! / Havva Nur Akıncı

Seksen beş yaşındaki anneannem demişti ki” Bir yaştan sonra çimlere bile yatamıyorsun, öldü diye 112 çağırıyorlar. Tadını çıkar hayatın. Git çimlere yat’

Bir sosyal medya platformunda karşılaştığım gönderide bu cümleler yazıyordu.

Bütün gece zihnimde yankılanıp durdu. Bir an insan kendini o çimlerde yatarken buluyor. Sonra bir ekip gelip bedeninizi kaldırıyor. Üstelik izniniz olmadan. Herkes için basit bir eylem olan çimlere yatmak, sizin için yasaklanıyor. Doğrusu bu düşünceler uykumu kaçırdı.

“Tadını çıkar hayatın, git çimlere yat! “

Tanrım, çimlere yatabilmek nasıl hayatın tadı olabilir ki? Düşünüyorum da seksen beş yaşındaki teyzenin kurduğu bu cümlenin arkasında kim bilir ne pişmanlıklar saklı. Çünkü bunu bir lezzet olarak değerlendirmek- hayatın her köşesinde saklı olan bu nimetleri- daha önceden görmek için geç kalmış olmak demek.

Huzuru ve mutluluğu sahip olduğumuz imkânların ötesine ertelediğimizden beri mutsuzluklarımız yeryüzüne sığmaz oldu. Her birimiz materyalist çarkların altında yitip giden hayatlarımızın yasını tutuyoruz. Hâlbuki ki 3-5 yıl yaşayıp göçüp gidecektik. Ölüm gerçeğiyle yaşarken hırslarımızın kurbanı olmaya değer miydi?

Seksen beş yaşında, ömrünün son demlerini yaşayan bir kadının, hayatın tadını çimlere yatmak olarak değerlendirmesi bizi düşündürmeli mi?

Değerli dostum! Bu gezegende yaşıyorsan, hangi konumda olursan ol, eğer kendinle olan savaşın bitmediyse ve yaşam denen o ritmin ahengini yakalayamıyorsan hayatın tadına hiçbir zaman varamayacaksın. Yeryüzünde sıkıntılarla boğuşan sadece sen değilsin, yaklaşık sekiz milyar insan bin bir zorlukla sınanıyor. Evrenin sonu gelene kadar da bu düzen değişmeyecek. Hayatının her döneminde farklı imtihanların olacak. Sana tozpembe bir hayattan söz edecekler, inanma onlara, koşarak uzaklaş oradan. Çünkü hayat, her gün yeni mücadelelere gebedir. Peşine takılıp gittiğin bu hengâmenin sonu yok. Bir yerlerde durup dinlenmeyi öğrenmen gerekiyor. Ruhunun buna ihtiyacı var. Hayatı olağan akışına bırakmalısın, her şeyi kontrol altında tutamazsın. Gücünün yetmediği zorluklar için kendini suçlama, bu senin hatan değil. Kalıplar içine hapsettiğin benliğini özgür bırak! Seni sen yapan cevher orada.

Şimdi dünyanın bütün sahteliklerden sıyrıl ‘hayatın tadını çıkar, git çimlere yat! ” gözlerin gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliğine doysun.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 3 eseri bulunmaktadır.