Münakaşa / Kübra Öztaş
Ben-i âdemden bu yana beşer değil mi nankör olan?
büyük hatadan beri hak ve batıl serüveni
ne olacak balçığa bulanmış ruhun ahvali?
neden yıkar insan adab-ı muaşeret bendini
gök kubbenin altından gayrı göçüp gitme vakti
İlahi!
cehalet kol gezerken alem-i cihanda
yakmasın mı ateşler mahşer gününde?
zülfünü savuranla harlanacaksa cehennem
cem-i cuma seyre mi dalacak mahşer gününde?
meşrebine güvenmeyip de mahlukat
iki arşın taftadan medet umacak
sanırlar ki bir yorgan saracak, kurtaracak
insan dediğin cihan müsveddesi,
bir deryada kaybolacak
ah ki zemheri!
ah ki Süphan’ın soğuk yeli!
büyük tufanda okunmayacak,
zalimin esamesi
sırattan yürüyecek sahabe ezelden belli
nesiydi yargılamak, kefen biçmek nesiydi?
zor da değildi anlamak aşere-i mübeşşereyi
şah-ı Süleyman ki o kelama erişmedi
sen zerre,
sen yedi tamu kapısında zebani
sen ki gönül kapısında çalarsın
zulüm çanlarının sesini
İlahi!
dilinden düşmeyip karacalı kelam
ak kefenle uçmağ ister
bu ne irfan bu ne zaman!
semadaki hüma yahut ebabil değilken
cürretine şaşkınım ben-i âdemin
gayrı göçüp gitme vakti
altından bu gök kubbenin
Ya Hak! Vardıysa yolumda çakıl
beni etme ellerin diline hasıl
tefakkuha nail et!
yahut
üflesin de İsrafil sura
kalmasın cihanda tek bir tebaa.