Hızır / Kübra Öztaş
Buralardan geçmedin mi hızır
Dünya çekilmez dünya sahte
dünya kendine hazır
Sensizlik karanlık karga sesinde
kelebeğin kanat çırpışında
Hatmilerin kokusunda bile
Her gece ağlar çocuklar dünya nezaretimde
Ve ben durmadan anarım seni
şen kahkahaya şakımayan çocuk çehresinde
Buralardan geçmediysen hızır
Sıcak çaya demlenir yarım kalır bardaklar
Darağacında sallanır çamura bulanmış vicdanlar
Analarda göz yaşı babalarda figan var
sen gelmeden önce ulur hep, vahşi sırtlanlar.
Bilmez misin cihanımın sana ihtiyacı var
Kalleşce azgınca saldrır gönül mabedime mel’unlar
Uğramaz Süphan’a bahar,dağların eteğinde hep kar var
Kar pek sorun değil amma zemheride üşümüş küçük
eller var
Buralardan geçmedin mi hızır
Vay ki beni sabah seherinde
Yusuflara Meryemlere çengel eden varlığım.
Bu ne dem bu ne sukut
Tenime ruhuma zikrime şaşarım
Ak kefene bürünüp mezar taşımı yazarım.
Bir yağmur damlası düşsün bir çiğ tanesi,
bilmem ki hangisine susarım
Buralardan geçmedin mi hızır
Küstümlerle dolan bahçelere mor menekşeler ekelim.
Fersah fersah yollar aşıp Umman’ı Ganj’ı pak edelim.
Afrika ya gidelim Arakan da can suyu serelim.
Lokman olup Sina olup sinelere şifa verelim.
Buralardan geçmedin mi hızır
Geç ki kainat şenlensin
Bayramlarda şeker toplayan çocuklara karışalım.
Bin çift ala gözden süzülmesin gamlı yaşlar
Gururlansın tebessüm
çocukluğun çehresinde umut tasında aş var
Ay yüzlü çocukluğun ellerinde savrulsun
mavi mor uçurtmalar
Sen buralardan geçmedin hızır
Süper bayıldım bunlar nasıl sözler,yüreğine sağlık kardeşim gönülden dökülmüş dizeler..
Gönül dilinize sağlık kardeşim,süper enfes olmuş,selamlarımla.