Sorunların Çözümü; 10 Yudumlu Türk Kahvesi / Ziya Doğan
Çaresizlik girdabına düşmemek, sorunlardan sorunsuz ve hasarsız çıkmak mı istiyorsunuz, öyleyse (kendinizin hazırladığı) Türk Kahvesi içmeyi alışkanlık haline getirin.
Haydi, mutfağa… Evvela, estetik ve ahenk misali Türk motifli ve nezih bir fincan takımı ile bakır cezve lazım. Türk Kahvesi, çay bardağında içilmez!
Yudum bir: Yaşantınızda ve düşünce dünyanızda; denge, ahenk ve disiplinden taviz vermeyin. Sürekli mutluluk; hazların dengede olduğu sürece olur. Dengeli olursanız; huzur ve merhamet paydaşınız olur. Ahenk; farkı kabul etmek, disiplin ise üreten insanın özelliğidir.
Kahveyi, her seferinde kendiniz hazırlayınız. Zira kişi kendi damak tadını en iyi kendisi bilir.
Yudum iki: İsteklerinizin bedeline katlanmanız gerekir.
Bedel; hedefe ulaşmak için verilen emektir. Bedel; insanın hakkına düşeni egosuna ters düşmesine rağmen yaptığıdır. Bedel ödeyen insan, marifetli olur.
Cezvenin boyu (kişi sayısına göre), kahvenin ve şekerin miktarı, ateşin ayarı olması gereken miktarda ayarlayın. Ne fazla ne de noksan.
Yudum üç: Ölçü unsurunun hayattaki önemini fark ettiniz mi? Öyleyse hayatınızdaki tüm aşırılıkları ölçülü olmalı, dengelenmeli, dizginlenmeli.
Toplumu, aileyi, şahsı temelden etkileyen maddi-manevi hastalıklar, sıkıntılar, musibetler ve belâların çoğalması ve yayılması ölçüsüzlükten kaynaklanmaktadır. ‘Müjdecim, kurtarıcım, efendim, Peygamberim: Sana uymayan ölçü; hayat olsa teperim!’
Fincanı hazırlayın… Cezveyi ocağa, kahveyi zevceye koyun… Şeker ilave edin… İçeceğiniz fincanla su ekleyin. Su, soğuk olmalı. Ateşi en kısık ayarda açın. Bir çay kaşığı ile de yavaş olarak karıştırın. Az karıştırdıktan sonra kaynamaya bırakın. Köpürüp kabarmasının geri çekilmeye başlayacağı anda alıp fincana dökün. Duruma göre; köpük ayarlama veya paylaştırma için, dökmeyi iki seferde yapıp son bir kez ateşe tutabilirsiniz. Fincana döktükten sonra yanına bir bardak su koyun. İçmeye başlamadan önce sudan bir iki yudum alacak ve ağzınızdaki tatları sıfırlayacaksınız. Şimdi kahvenizi yavaş bir biçimde yudumlayın.
Yudum dört: Adab-ı erkan’sız bir yaşam düşünülemez! Ahlak ilâ ahlak!
Kahve pişirirken bilinçli bir şekilde başında sabırla beklediniz. Dikkatle gözlemlediniz.
Yudum beş: Sabır, dikkat ve bilinç mefhumlarının her işte en önemli kıstastır.
Sabır; duygusal dayanıklılıktır, tüketme! Tüketirseniz tükenirsiniz! Acıya, zamana ve haza karşı sabırlı olmayı öğrenin.
Türk Kahvesi hazırlanması, kıvamının tutulması; zahmetli olduğu için emek ister.
Yudum altı: İyi şeylere nasıl ulaştırabileceğimizi anlamamızı sağlar.
Bir yerde/işte hizmet varsa mutlaka zahmeti de vardır. Zahmetsiz rahmetin olmaz. Sıkıntısız, zahmetsiz ve meşakkatsiz bir yaşam sürdürmek mümkün değildir. Şuurlu gamlı olur.
Hazır kahve her ne kadar kullanımı yaygın olsa da asla Türk Kahvesi’nin verdiği tadı veremez. Çünkü Türk Kahvesi’nin lezzeti zahmetindendir. Türk Kahvesi, tek başına olduğundan ziyade başka sevdiğimiz insanlarla içildiğinde mukayese edilemez derecede bir tat verir.
Yudum yedi: Bir şey az da olsa, onu paylaşmak erdemdir.
Kahveyi içtiniz, bitti… Afiyet olsun… Ama olay henüz bitmedi!
Cezve, fincan, çay kaşığı, su bardağı ve belki tepsiden oluşan bulaşığı; kendiniz yıkayacaksınız. Kahveyi kendiniz hazırladığınız gibi…
Yudum sekiz: Yaptıklarınızın ve elde ettiklerinizin sonuçlarına katlanmaktır.
Ama hemen yıkayacaksınız! İşleri ertelememek önemlidir.
Yudum dokuz: Ertelenen her şey faiziyle geri gelir!
Şimdi tamam… Ha unutmadan… Son ve belki de en önemli husus; elinizden gelen tüm gayreti sarf ederek her kurala riayet edip de mümkün olan itinayı gösterdiğinizden sonra; yaptığınız kahve nasıl olursa olsun onu içeceksiniz!
Yudum on: Üzerine düşeni yaptıktan sonrasını kabullenip, neticeye ve nasibe razı olmaktır!
Gördünüz mü, Türk Kahvesi ile hayatın getirdiği sorunlarla nasıl baş ediliyormuş! Atalarımızın da dediği gibi: Maksat; ne kahvedir, ne kahvehane! Maksat; çaresizlik girdabına düşmeden, hayatı Veren’in razı olduğu şekilde ömrü tamamlamaktır.
Mukemmel yorum ve aciklama agzina ve dilene saglik hocam