DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Sordum Sarı Çiçeğe / Zeynep Yılmaz


Yolda olmak mı, yolun sonuna varmak mı mühim olan?

Bir bayram sabahı daha sevdiklerimizle nasip olur mu bilmem. Ama bu bayram, benim içime garip bir sızı düştü. Annemin hüzünlü bakışlarında babamın gözlerinin altındaki çizgilerde çocukluğumu izledim. Gördüğüm tüm akrabalarımda dünden bugüne kendimi hatırladım. Bakışlardan sızan kimi anılar boynunu büktü küskün, kimi hasretle sarıldı bana. Hele yıllardır görmediğim çocukluk arkadaşımla karşılaşınca bir anda küçük çocuklar belirdi yanımızda en masum halleriyle koşuşturdular, elele tutuşup şen şakrak sesler uçurdular göğe …

Hayat ne garip her bayram, sılaya her ziyaret kendimize yolculukmuş meğer. Unutmaya yüz tuttuğun güzel anıların, güzel duyguların yeşermesi; yontulması gereken dalların da budanmasıymış özenle bir bir helalleşerek…

Anıların tozlu yollarında yürürken nur yüzlü tatlı bir nine gördüm. Torunuyla beraber bir söğüt ağacının gölgesine oturmuş oyuncak bebeğinin elbisesini tamir ediyordu. Selam verip yanlarına oturdum. Sessizce onların gönülden gönüle akan muhabbetlerini izledim. Sanki bebeğini değil de gönül elbisesini tamir ediyordu. Nine gösteriyor torunu da onun dediği gibi yapmak için özeniyordu. Boncuk boncuk yanaklarından ter sızarken küçük parmaklarının yorulduğu, sabrının da azaldığı belli oluyordu. Çekinerek sordu küçük kız :
Nineciğim bunu tamir etmek yerine yenisini diksek daha güzel olmaz mı?
Ben de çocuk haklı baya eskimiş diye içimden geçirsem de nur yüzlü ninenin cevabını merak ediyordum. Yılların verdiği olgunlukla ağır ağır, seni anlıyorum bu düşüncelerden ben de geçtim ama kazın ayağı öyle değil bakışını tüm mimiklerine yansıtarak :
Olmaz kuzum, eskinin kıymetini bilmeyen onu tamir etmek için özenmeyen yeninin de kıymetini bilmez. En ufak sökükte atmak ve yenisini almak ister.
Parası varsa alsın ne olacak ki nineciğim?
Yok, kuzum mesele paranın olup olmaması değil hatta mesele elbisenin tamiri de değil. Bu, hayatı algılama meselesi. Söküğünü dikmeyi bilmeyen, duygularını tamir etmeyi de bilemez, gönüller tamir etmeyi de… Eskilerin çok güzel bir sözü vardır ” Sen övme işin övsün!”
Yani her işin seni, ahlâkını yansıtır, bunu unutmayasın oldu mu kuzum.
-Bir elbise tamirinden ne derin manalar çıkardın nine, dedim kendimi tutamayarak.
– Öyle kızım öyle… Her şey özünde derin manalar gizler ve herkes kendi derinliği kadar alır…

Herkes için geçerli olur mu bilmem ama ben sorumun cevabını, yolda olmak yolun sonuna varmaktan daha değerli diye aldım çünkü yolda gördüklerine, yol arkadaşlarına kıymet vermeyen yolun sonunda en kıymetli hazine de görse bilir mi değerini? Onun için daha gidecek çok yolum var ve tamir etmem gereken çok gönül…

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 3 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları