DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Deli mi Ne? / Mehmet Faruk Habiboğlu

“Her deli üstünü başını parçalamaz” derler bizim buralarda. Hem hepimiz biraz deli değil miyiz zaten? Hayatın karşımıza çıkardığı durumlarda, özellikle çıkmazlarda delirmemek içten bile değil! Ama ben yine de seviyorum seni.

Bu sabah yine kahvaltı yapmadan çıktım evden. Yürürken sigaranın daha zararlı olduğuna aldırmadan çektim dumanı ciğerlerime, otobüs durağına varana dek. Durak kalabalık değil nedense, işe gitme saati olmasına rağmen. Ama ben yine de seviyorum seni.

Amca diye yer verdi bir yirmilik kızcağız otobüste. Ah bu erken ağaran ve seyrelen saçlarım bana ihanet ediyor! Oysa daha dün gibiydi, şu yirmiliklerin peşinde koştuğum günler. Teşekkür ederken, sesim gibi içim de titrerken deli oldum aslında buna. Ama ben yine de seviyorum seni.

Yol boyu düşündüm seni. Gözlerini bilhassa. Bir mavi düş, bir mavi okyanus. Ve ben kapılmış savruluyorum yıllardan beri o düşte, o okyanusta. Hiç uyanması olmayan bir kâbus olsa da, hiç kıyısı olmayan bir girdap olsa da… Ama ben yine de seviyorum seni.

Son şiir kitabımı sana adamıştım. Ama imza gününe gelmemiştin. Ağıt boğazımda iki saat boyunca okurlara imzaladım kitapları. “Ne şanslı bir kadın bu şiirlerin ilham perisi!” demişlerdi. Ama ben yine de seviyorum seni.

“Aşk ben olmaktan çıkıp, O olmaktır” demişti Ümit Yaşar usta. Hâlbuki bilmemiş, aşk ben olmaktan çıkıp, hiç olmaktır! Sen hayat çizgimle kesiştiğin andan beri ben neyim, ben kimim, ben bir deliyim, ben hiçim! Ama ben yine de seviyorum seni.

Hani “Ama ben seni sevmiyorum” demiştin ya. Susmuştum, yıkılış görkemimi gözlerinden gizleyerek. Issızlara, kıyılara, köprü altlarına, arsalara ve sonrasında kentlerden kentlere savurmuştum bu ivazsız ve çığlıksız, bu ereksiz ve gereksiz, bu hiç bedenimi. On yıllarca sonra durulup, solup, yorulup bu avare küçük kasabada demir atana kadar… Ama ben yine de seviyorum seni.

Şimdi aylardır bu yerde, bir göz odalı harabe evde, pusulasız, asasız tüketiyorum hayatı. Hala yüreklerinde merhamet taşıyan birkaç adamın sana inat, ellerimi bırakmadıkları için ayaktaysam. Onlar bana dost, ben onlara deli davrandıkça. “Ulan sana rağmen!” Senfonik sendromlarıma rağmen… Ama ben yine de seviyorum seni.

 

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 30 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları