Mirel / Fahreddin Aksu
Merhaba Mirel;
Ben bin nasihat, sen bir musibet,
Gözlerin nefesten evladır Mirel.
Bilirim olmayacak bir çiçekle bahar,
Ama her bahar bir çiçekle başlar.
Mirel;
Dokunmak diye bir şey varsa hayatta,
Okşamak saçlarını narince, bir kadının…
Söylesene, niyedir benim nefes alışım?
Yankıları olmadığı yerlerde adının.
Mirel;
Aslında çocukları olmaz, yani olmamaları
sokakların,
Ama Ademoğlu sahiplenmiyor ki küçücük yürekleri.
N’olur, n’olur biz seninle yeni bir dünya kuralım,
Silelim kötülüğü, kimsesizliği ve de sevgisizliği.
Ah Mirel;
Sen de hissediyor musun hayallerimin sancılarını?
Hayra yorsan ya gözlerimi senden kaçırmamı.
Saklanamıyorum senden, göz açıp kapamaya
sobeleniyorum,
Hiç görmesem de ruhunu ve de saçlarını.
Mirel;
Hesap sorulur mu çocukluğunu yaşamayana?
Kızılır mı hiç? Bilmiyor diye sek sek oynamayı?
Ama ben seninle daimi çocuktum,
Olmayan anılarla biriktirdiği tek bir oyuncağı.
Lâ Tahzen! Mirel;
Gönlümün derin mağarasına sığın,
Titremesin böyle göğüs kafesinin içi.
Artık bütün sevdalar bize büsbütün manidar,
Çiçeklerden de belli olmuyor bu kez baharın gelişi.
Hoşça kal Mirel;
Karalanmış güzel bir kaç kelimenin üzeri,
Bak, ne sayfalar tükendi böyle ömür kitabımızda.
Dilimizi kesip alsınlar bırak, gönülle ikrar
ederiz,
Züleyhaların utançlarıyla, Yusufların kuyularında.
Lâ Tahzen Mirel, hoşça kal.