DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Hayat güzel güzel de gördüklerimiz bizi yanıltıyor galiba / Zeynep Sümer

Şöyle bir etrafa bakınsak mutlu olacak ne çok şey var aslında… Hava güzel kahveni yap , uzat ayaklarını bahçeye bakan balkonunda keyif yap… Limon ağaçları da çiçek açmış ki değmeyin keyfimize mis gibi kokuyorlar insanın içine işliyor çiçek kokusu. Kafayı bulandırmanın hiç gereği yok hayat kısa keyfini çıkarmak, zevk almak lazım tabi ki olan biteni de görmezden gelmek şart…

Yoldan geçen birine takıldı gözüm bu bizim mahallenin Leyla teyzesi altmış yaşlarında sessiz bir kadın fakat günü hep pencere kenarında balkonda geçtiği için mahallede ne var ne yok hep onda, sanırsın ki mobese!..

Leyla teyze, yetimhanede büyümüş babası iki aylıkken terk etmiş bunları bir süre sonra da annesi bakamıyorum diye yetimhaneye bırakmış…

Bazen kahve içmeye çağırır sever beni ‘sen başkasın kızım ‘ der bana oysa ki yaptığım birşey de yok sadece oturur dinlerim onu anlatırda anlatır… Birikmişliği o kadar çok ki önce derin bir iç çeker başlar anlatmaya …

“Yetimhanede hep pencere kenarında otururdum çünkü hep beklerdim birileri bizleri görmeye geldiklerinde o gün bayramımızdı oyuncaklar, giysiler, şeker, çikolata bir sürü şey getirirlerdi… Bir günlüğüne bize annelik yaparlardı ama ben hep annemi bekledim bir gün gelir umuduyla o pencere kenarında uyuyakaldığım çok günler olmuştur ama o hiç gelmedi..” derken yüzünde acı bir gülümseme beliriyor beni en çok etkileyen, üzen, kâh ağlayan, kâh gülen yani bir anı bir anını tutmayan şizofren bir gülümseme bu… İnsanı kahrediyor…

“Ey büyük Allah’ım!” dedim, “Kimsenin imtihanını ağır etme..”

“Halâ pencere kenarında balkonda otururum beklerim ne gelen var, ne de giden..” diyor gülerek. “Biliyorum aslında artık annem gelmez ama alışkanlık mı desem bir unut mu desem bilemiyorum..” diyor acı bir ifadeyle…

Hayat güzel, güzel de duyduklarımız bizi yanıltıyor galiba…

Her gün akşam üzeri saat altı gibi yaşlı bir kadın çöpleri döktüğümüz yere gelir ekmek, kağıt toplar… Elinde iki tane torba var birine ekmekleri diğerine kağıt pet şişe gibi şeyleri koyar.. Yüzünü siyah başörtüsüyle sarmış, yorgun bitkin bir hali, çileli bir ülkesi var besbelli…

Dayanamadım, merdivenleri koşarak indim yanına gittim elimdeki parayı uzattım sert bir ifadeyle yüzüme baktı “Benim paraya ihtiyacım yok..” dedi o yüz ifadesini ölene dek unutmayacağım, mağrur kimseye eyvallahı olmayan dimdik bir kadın kalakaldım orada, haline bak nasıl ihtiyacın olmaz diyemedim sadece içimden geldi dedim, daha gür bir ses tonuyla “İstemem!” dedi ne yalan söyleyeyim utandım mahçup oldum peki dedim suçlu suçlu uzaklaştım yanından… O muhteşem gurur o hayata meydan okuma aman Allah’ım dedim gözlerim doldu o koskocaman yüreğe hayran kaldım…

Hayat güzel, güzel de gördüklerimiz bizi yanıltıyor galiba..

Bir de bizim mahallenin çiçekçi dedesi var… Arabası çiçek yüklü, rengarenk çiçekler, arabasına bak, musmutlu ol.. Gül, karanfil, papatya, nergis, sümbül…

Bütün çiçekler var nergis mevsimi geldiğinde benimle beraber seviniyor yukarı doğru sesleniyor: “Getirdim seninkileri..” diye, koşarak iniyor alıyorum çiçeklerimi.. Etrafında bir sürü çiçekseverler oluyor hiç parayı aramıyor bakmıyor bile alıyor koyuyor cebine… “Çiçek mutluluktur..” diyor. Bunca görüntü kirliliğinin yüz akı dedem benim..

Çiçekçi dedenin oğlu iki sene önce Hakkâri de askermiş çatışmada şehit düşmüş, torunu bir yaşındaymış. “Çiçek satarak gelinime torunuma bakıyorum.” diyor gözleri dol dolu. Dokunsan hüngür hüngür ağlayacak. “Onlar bana oğlumun emanetleri..” derken titrek ses tonuna içim acıyor hemen toparlanıyor acı bir gülümseme beliriyor o tonton yüzünde..

“Oğlumun mezarına aha bu tablanın üstü kadar bir sürü çiçek ektim, baş ucundaki bayrak eskimişti, yeni bir bayrak aldım.” derken bir yandan da gözyaşlarını koluyla siliyor.

İçimden ona sarılmak geliyor cefakâr vefakâr çiçekçi dedem benim.

Hayat güzel güzel de, gördüklerimiz bizi yanıltıyor galiba.

Kapak Fotoğrafı : Zeynep Sümer

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 8 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları