İntihar / Öznur Çelik
Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum. Tam bitti derken en başından başlar bazı şeyler. Uzun zamandır kendimi mi kandırıyordum yoksa gerçek anlamda iyi mi hissediyordum, soruyorum kendime ve öylece kalıyorum.
Yine ve yine kaybedişler sarıyor bedenimi. Artık anladım ki, bunu yaşamak zorundayım. Ne kadar iyi olursanız olun mutlaka bir çöküş dönemi yaşamak zorundasınız. Hayatın tadına böyle varıyoruz. Kirlenmiş bir ruh zamanla arınabilir mi, kendini kurtarabilir mi bu durumdan? Bir an, beyaz bir perde çekilir önüne, kurtuldum sanırsın ve öyle bir anda yakalar ki seni aslında içten içe kirin kendisi olduğunu anlarsın. Bütün olan bir şeyi ne kadar parçalarsan parçala o yine aynı şeyi taşır üstünde. Binlerce kez parçalanıyorum ve binlerce topluyorum kendimi. Bazı şeylere anlam veremiyorum, kendimi sorgulamaya korkar oldum.
Hissetmek istiyorum ve hissetmemek istiyorum. Yaşamak istiyorum ve yaşamamak istiyorum. Var olmak istiyorum ve aynı zamanda yok olmak istiyorum. Eşit kollu bir teraziye koyduğum isteklerim hep aynı hizaya denk geliyor ve ortada hiçle kalıyorum. Gözler yalan söylemezmiş, aynadaki beni tanıyamıyorum. Hayatıma göz ucuyla bakıyorum ve yıkılışımı defalarca izliyorum. Kapatmak lazım tüm ışıkları. Susmak gerek bu akşam, bu gece. Kendime gömülüp, gidiyorum.