DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Terleyen Hücreler / Halis Solmaz

Nedendir bilmem, yine hüzün çöktü gözlerimin buğulu nemine
Kanatsız penceremin tutuklu karelerinden bakarken alemin rengine.
Daldım gittim incecik yağmurun buğulu camla olan dansına.
“Aslında İriydik, sırf sana ambiyans olsun diye giydik korseleri” der gibiydiler.

‘Birden her taraf karanlığa büründü, cereyanlar mı kesildi ne?’ derken
Yok, yok hatırlıyorum ben bu filmi! Yaptı yine yapacağını zalim zihnim.
En sevdiği oyunu oynamak için kapattı kepenklerimi, hesapsız ve zamansız.
Düşünmeme fırsat vermeden verdi yine anahtar kelimesini gaddar zihinim.
“Terleyen Hücreler” dedi, var gücümle attım içimdeki sessiz kahkahamı.
Bu ne ya demeye kalmadan “Oyna mızıkçılık yapma kekeee” dedi sevimsiz.
Sen kaşındın der gibi “Pekiii” dedim omuzlarımı hareketlendirip dikleştirerek..

Vicdansız! Dikti karşıma sempatik, biraz da komik bir manga hücremi sırıtarak.
Hepsi birbirinin aynısı, Kızgın, renkleri kırmızı sarı arası ve şinanaysız.
Yandan bakınca Sanki boy sırası vardı. Sağ en baştakinden tırstım doğrusu!
Sanki pos bıyığı vardı. Böyle kızgın ve kırmızılaşmaları nedendi acaba?
Akıyordu terleri hücrelerin o buharları arasında ama dikkatim posbıyıklıda.
Cengi bu yapar önce derken zılgıtı sondan ikinci sıradakinden yedik iyi mi?

“Ulan” dedi “Dünyayı böldünüz yetmedi. Arzı böldünüz bölük pörçük doymadınız.
Bir avuç menfaat için hak, hukuk demeden birbirinizi sömürdünüz.” devam edecekken
Hemen solundaki bir dirsek darbesiyle “Az bir sus birazda bize bırak” der gibi
Sinesini kabartarak “Yahu her şeyi böldünüz de bir ekmeği bölüşemediniz hemi?” diyerek
Aşağılayıcı bir bakışla süzdü beni tepeden tırnağa. Posbıyıktan da kesssin dayak yerim!
diye geçirdim aklımdan.

En sondaki bücür hücre, başı öne eğik sırıtıyordu sanki.
Ohhh bee.. Nihayet matrak biri var aralarında dedim de
Kafaya en büyük taşı o attı kerata bücür.
“Ulan biz bölünerek sizleri yaşatmaya çalışırken
Sizler bölünerek bir birinizi yok etmeye çalışıyorsunuz.
Bölünerek gelen son nesil benim, artık size hayat mayat yok.
Yok artık bizde de bölünme mölünme falan.
Yok olun, toz olun insanoğlu. Varsın rengimiz kızarsın.
Varsın ter ter terleyelim. Her şey buraya kadar” dedi kızgın bacaksız.

Bir adım öne çıktı en baştaki posbıyıklı.
Ahana geliyor Osmanlı tokadı! derken
Kibar bir sesle “Hadi lütfen gidiniz, biz artık yoğuzzz” dedi
Ve hep birlikte salladılar başlarını ve döndüler yüzlerini
Pankartsız, yeleksiz benim terleyen hücreler.

“Hayırr!! Durun! Durun!” dedim arkalarından bağırarak..
irkildim ama nafile, açılmıştı artık gözlerimin kepenkleri.
Cama vuran damlalar artık iriydi.
Sokak lambaları aydınlatıyordu kuytu köşeleri.
Kanepeden sarkan bacağıma tırmanmaya çalışan Torun.
Sevgiyle torunumun gözlerine bakarak.
“Ama bak ben ne güzel bölünmüşüm” dedim de.
Yok yok..! Haklıydılar benim pankartsız, yeleksiz terleyen hücreler.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 3 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları