DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Kabardı / Halis Solmaz

Ortası sararmış bıyıklarının altında gülümseyerek “Yine mi sen geldin?” der gibi bakma öyle. Derya-deniz almaz insan yüreğinin aldığını. Neden yüreğim tez doldu taştı be usta.

Senin gibi İnsanlardan uzak, Kuşlara yakın değilim ki!

“Hele az yavaş gel, çek bir iskemle otur, Sana ateşi harlıyım, için kabarmış, dışında ısınsın bari” dedi usta.

Tut beni burada salma cehenneme!
Ben de insandan ırak kuşlara yakın olmak istiyorum.
Şu tahta parçaların ateşinde ısınıp
Aha bu bir yudum demli çaydan başka külfetim olmaz sana “söz” usta..

Son geldiğimde bir şeyler sormuştum.

İçten bir gülüş kaç para eder? Kalpten sevmenin kilosu kaça? Sormuş ve kendi kendime de cevaplamıştım.

“Dünya kadar paran olsa, gülüşü, sevmeyi satın alamasın, riyasız, çıkarsız, yalansız seviyor ve seviliyorsan en zengin sensin” demiştim. Ama sonra beni dinlerken bakışlarındaki manayı düşündüm. Gerçek cevaplar bunlar değildi sanki geç de olsa anladım.

Oysaki Cevapları hep sen vermiştin ve bakışlarınla da beni hiç konuşturmamıştın.

“Riyasız, çıkarsız, yalansız sevilerek Dünyanın en zengini olabilirsin belki amma mutlu olmak sanki başka bir şeyleri gerektirir” der gibiydi gözlerin. Bunu sonradan anladım be usta!

O an ülkenin insanları, ölen çocukları katledilen kadınları, hayvanı, doğası, pazar artıklarıyla, çöpten beslenen garibanları geldi aklıma cevaplarımdan utandım…

“Fakir Tezek yaksa; ya boka zam gelir ya da ineğe sayaç takarlar..” sözü belirdi şimşek gibi beynimde. Beni riyasız, çıkarsız, yalansız sevseler, sevmeseler ne olur ki usta.

Ülkemin gencinin hayali yok, İşi yok, yaşam TERCİHİ yok. Cebinde parası yok, parası.. Ocaklara, sokaklara ateş düşmüş “İnsanın ruhunu öldürüyorlar anne” deyip her gün ölen ENES ler ….. Denizi, Doğası, Ovasının rengi yok rengi. Nereye dönsen gri, nereye baksan Siyah! İnsanların, İnsanların yüzü asık, nursuz, korkulu, şaşkın, kurşun bakışlı gözler…

Ben riyasız, çıkarsız, yalansız Seviyor ve seviliyorsam ne yazar usta.

Tamam, şu bir yudum çayını da istemem. Sevmek ve sevilmek de benden uzak olsun.

Şu betonu kalkık damın esintisinde tahta parçaların dumanı bile yeter.

“Öyle güzel gülmelisin ki İnsanlar seni ağlatmaya utanmalı!” dediler. Yalanmış, utanma diye bir şey HİÇ yokmuş..

İnsandan uzak kuşlara yakınlığı artık çok görme bana be usta.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 3 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları