Sanal Âlem, Evliliğinizin Katili Olmasın! / Rabia Suluk
Bir arkadaşımın yönlendirdiği bayan bir danışanım, önce telefon açmıştı. Kadın telefonda ağlıyordu. Sıkışmış. Bunalmış. Evliliğini bitirebilmesiyle ilgili benden yardım istiyordu. Sebebi, eşinin sanal âlemde başlatıp gerçek hayata taşıdığı ilişkileriydi. Defalarca yakalayıp affetmesine rağmen artık bıçak kemiğe dayanmıştı. Ailenin üç çocuğu vardı; en büyüğü 15, en küçüğü bir buçuk yaşında. Çocuklarının hatırına evliliğini kurtarmak ve devam ettirebilmek için çırpınmıştı. Fakat kocası alışkanlığından bir türlü vazgeçmiyordu.
Başlangıçta her seansta gözlerinden sicim gibi yaşlar akıtarak, son enerji kırıntılarıyla bir süre daha ayrı yaşayarak beklemeye, kocasının değişeceğini umut etmeye devam etti.
O güne kadar iflas, eşinin ciddi hastalıkları da dâhil her şeye sabretmişti. Ancak kocasının ısrarla ikinci eş alma hayalleriyle net üzerinden kurduğu ilişkilerine tahammül edemedi daha fazla. Neticede kadın, adamı evden gönderip çocuklarıyla yeni bir hayat kurmayı tercih etti. Fakat acıları bitti mi? Hayır. Kadın da adam da çocuklar da hep birlikte çile çektiler, büyük sıkıntılar yaşadılar sonrasında da.
“Silah icat oldu, mertlik bozuldu.” misali, sanal âlem çıktıktan sonra evlilikler ciddi anlamda çatırdıyor. Hatta bitiyor. Bu konuyla ilgili pek çok mesaj alıyorum, danışanlarım oldu/ var.
Neden Sanal Âlem?
Genelde insanlar önceleri rahatlamak ya da bilgi için nete girerler. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya sitelerini kullanırlar. Orada paylaşımları olur. Arkadaş listeleri kabarır, takipçileri olur. Paylaşımları beğeni alır. Beğeni aldıkça, paylaşımları beğendikçe, oradan insanlarla tanıştıkça daha çok sosyal medyayı sever olur.
Orası adı üstünde sanal bir âlemdir. İstediği gibi biri olabilir. İstediği kimliğe bürünebilir. Kendi olmadığı, belki de hiç uygulamadığı güzel paylaşımlar yapabilir, güzel cümleler sarf edebilir. Orada dır dır(!?) eden birileri yoktur.
Sanal âlem bir kaçıştır aynı zamanda. Gerçeklerle yüzleşemeyenlerin, gerçek hayatta başarı gösteremeyenlerin sığındıkları bir liman.
Özellikle gerçek hayatta bir başarısı bulunmayanlar/ başarılı olamayanlar/ içe kapanık tipler/ sorumluluklarla başa çıkamayanlar/ bir süre gerçek yaşantılarından uzaklaşmak isteyenler/ gönül eğlencesi arayanlar orada kolayca şövalyelik yapabilir. Rahatça atıp tutabilir.
Çünkü gerçeklik dünyasının sınırlarıyla, orada uğraşmak zorunda değildir. Sadece zihninin, vicdanının, hayallerinin sınırları ile mevcuttur. Sahte kimlikler oluşturabilir. Palavralar sıkabilir. Yalanlar söyleyebilir orada. Karşı taraftan yakalanıncaya kadar.
Daldan dala konmak kolaydır. Sözlerin çok da bir hükmü yoktur. Sorumlulukları bulunmaz o kişilerle ilgili olarak. Canı sıkıldığında veya bıktığında, uzaklaşması veya engellemesi yeterlidir.
Neden Sanal Âlem O Kadar Etkilidir?
Hayallerde Her Şey Mükemmeldir:
Hayallerde her şey çok güzel gelir kişiye. Ancak henüz denenmemiş yaşamların iyiliğinden/ güzelliğinden bahsedilemez. Kişiler genelde hayallerindeki mükemmel ilişkiyi, kişiyi yaşarlar sanalda. Kendi algılarıyla ve kurgularıyla o şahsı/ ilişkiyi büyütürler gözlerinde. Fakat adı üstünde ilişki kurduğunuz o ortam da, kişi de, ilişki de sanaldır, hayaldir. Kendi hayallerinizin mahsulüdür.
Sanal alemdeki ilişkiler, hayallerin bereketli topraklarında büyür/ semirir/ palazlanır. Hayallerde her şey mükemmeldir.
Orada gökyüzündeki yıldızlar vaat edilebilir: Çünkü bedavadır. Efor istemez.
Yaşanacak / sunulacak yaşamla ilgili koca koca laflar edilir: Onu çok sevecektir. Onunla mutlu olacaktır. Ona saygı duyacaktır. Sadık kalacaktır. Oysa tam da o anda, bir başkasına ihanet ediyordur. Ve biliyor musunuz: Alışkanlıklar kolay kolay değişmez…
Vicdanlı, iyi biridir. Onu üzmeyecektir. Oysa o ilişki; pek çok kişiyi üzecektir, onların gözyaşlarına, ahlarına uğrayacaktır, beddualarını alacaktır.
O sanal âlemdeyken, bunlar üzerinde fazla durulmaz. Arada cılız seslerle dillendirilse de hızla konudan uzaklaşılır. Çünkü orada bir ateş vardır. Fazla yaklaşamazlar. Oysa hayaller güzeldir. O nedenle birbirlerine ninniler söylemeyi tercih ederler.
Henüz gerçek yaşamda, gerçek sorunların içinde, bir evliliğin gerçek problemleriyle birbirlerini denememişlerdir. Eş yıllarca kendisiyle ve evliliğiyle ilgili sıkıntılara katlanmışken, onlar denenmemiş sözlerinin ninnileriyle, cezp edici vaatleriyle uyumaya devam ederler.
Ne zamana kadar peki?
Sanaldan sıyrılıp da gerçek sorunlarla karşılaşmalar başlayıncaya kadar.
Boşanma sürecinin ve sonrasının ailece yaşanacak travmalarından, gelecek yaşamın pişmanlıklarından bahsetmiyorum bile…
Neler Yapmalı Peki?
Öncelikle evliyseniz, sosyal medyada karşı cinsten biriyle sohbetten uzak durun. Başlangıçta size çok masum, “Sadece Sohbet” gibi gelebilir. Ama zamanla öyle olmadığı ortaya çıkar. Fakat sınırı çoktan geçmiş olabilirsiniz, farkında olmadan. Zihninizi/ gönlünüzü o sohbetlerin büyüsüne kaptırmış olabilirsiniz. Bunların olması ise, çok yüksek ihtimal.
Düşünsenize; ortada, sadece genelde güzel şeyler paylaştığınız biri var. Onunla gerçek dünyanın sorunlarını yaşamamışsınız. Birbirinize karşı dikkatlisinizdir. Birbirinize güzel sözler söylüyor, iltifatlar ediyorsunuzdur. Sıkıldığınızda koştuğunuz yerdir. Bir nevi rahatladığınız kucaktır.
Fakat o kucağın; evliliğiniz/ aileniz/ yuvanız açısından bir canavarın kucağı, bir uçurum olabileceğini düşünebilir misiniz?
Gerçekten tüm yüreğinizle, aklınızla ne yaptığınızın farkında mısınız?
Yuvanız parçalanırken, eşiniz, çocuklarınız, siz ve diğer taraf travmalar yaşarken, çocuklarınızın gelecekteki yaşamı altüst olurken, o kucak, o kadar rahat gelebilecek mi size?
Hele de; o şahısla bir evlilik yapsanız dahi, o hayallerinizin güzelliğini bulamadığınız da, o evliliğin de gerçek sorunlarıyla karşılaşıp hayalleriniz yerle bir olduğunda.
Ne uğruna onca acıları hep birlikte yaşadığınızı, düşünmeyecek misiniz?
Gerçekten pişmanlık duymayacak mısınız?
Emin misiniz peki?
Derler ki, “Eldeki kuru ekmek, hayallerdeki pirzoladan daha doyurucudur.”
Uyanın artık!…
Görüşmeleri Bitirirken Neler Yapılabilir?
Önce Kendinizi İkna Edin:
Öncelikle görüşmelerin kesilmesinin ve ayrılmanızın gerekli olduğuna, önce kendiniz kesin kanaat etmelisiniz. O nedenle önce kendinizi ikna edin.
Bunun için mesela;
Sessiz bir yere gidin ve gözlerinizi kapatın. Bu ilişki devam ederse, o an ve gelecekte yaşanabilecek en kötü senaryonun, gerçekten olduğunu hayal edin. Ve o hayali görüşme isteği oluştuğunda da tekrarlayın, ikna oluncaya kadar.
Mutlu olacağım diye yuvasını yıkıp, sonrasında perişan olmuş ailelerin, çocukların hayat hikâyelerini de okuyabilirsiniz ya da dinleyebilirsiniz.
Herkes kendi hikâyesinin farklı olacağına inanır: Diğerleri başaramamıştır, yapamamıştır, denk gelememiştir, ama o mutlu olacaktır. Kim baştan mutsuz olacağını bildiği bir hayatı özgür iradesiyle seçer ki; öyle bir mutluluk masalına inanmazsa.
Fakat aile dağılmalarında, mutlaka gözyaşları olur. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Özellikle çocukların hayatları bundan çok etkilenir. Ömür boyu sürebilecek kırgınlıklar, kızgınlıklar, nefretler olabilir. Tüm tarafların/ ailelerin/ çocukların mutlu olacağı bir ayrılık, mümkün mü? Ne uğruna?
Şu an kendinizi genç, sağlıklı hissediyorsunuz diyelim. Fakat elden ayaktan düştüğünüz, yalnız kaldığınız, çocuklarınız tarafından da hala affedilemeyip ilgilenilmediğinizi düşünün.
Sonunda ailece mutluluğunuzun, huzurunuzun kaybedileceğinin yüksek olduğu bir kumarı oynamaya değer mi, sanaldaki ilişkiniz nedeniyle?
Tehlike Uzağınızda Değil:
Evliliğiniz ve çocuklarınız sanal değil, gerçek. Oysa sanal ilişkiniz devam ettiği taktirde aileniz ve çocuklarınızla, ilerde çok fazla acı yaşayabilirsiniz. Ve ilişkinizi bitirmezseniz asıl zararı, onlarla birlikte sizin de görme ihtimaliniz çok yüksek.
Biran Önce Tamamen Tüm Görüşmeleri Kesin:
Net bir şekilde son bir konuşma yapın. Bu meseleyi kesin olarak bitirmeniz ve uzaklaşmanız, bir daha hiç bir şekilde görüşmemeniz gerektiğini anlatın o kişiye. Çünkü zararlı bir bitkiye damla damla da olsa su verdiğiniz taktirde, kurumayacaktır.
Çok Net Olun:
Görüştüğünüz kişiye, açıkça, net bir şekilde nedenlerinizle birlikte, “Bu işin olamayacağını” söyleyin. Üslubunuz yumuşak olsa da mesajınız net olsun.
Onu Her Yerden Engelleyeceğinizi Söyleyin ve Uygulayın:
Bunun neden öyle olması gerektiğini de açıklayın. Arkadaş listenize ya da telefon rehberine ekli olduğu taktirde, zayıf olduğunuz/ eşinizle tartıştığınız/ anlaşılamadığınızı düşündüğünüz/ kendinizi mutsuz hissettiğiniz/ hüzünlü olduğunuz bir anda sayfasına girip paylaşımlarına bakmanız, tekrar onu takip etmeniz ya da arayarak konuşmanız mümkün.
“Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.” düsturundan faydalanın.
Kırmayayım Derken, O Kişinin Size Takıntısını Artırabilirsiniz:
Gereğinden fazla yumuşak üslup, zamana yayma, görüşmeleri bitirmeyi onun da kabul edeceği bir tarihe erteleme, sadece her iki tarafa zarar verir.
Tabi bu arada o şahıs bir çılgınlıkla eşinizle vs. de irtibat kurabilir. O konu üzerinde de ayrıca düşünülmesi gerekir.
Eğer Zarar Göreceğini ya da Size Takıntısının Devam Edeceğini Düşünüyorsanız, O Kişiyi Bir Psikoloğa Yönlendirin:
Çünkü siz yardım edemezsiniz. Fakat o kişinin bir profesyonel yardımı alıp almaması da kendisini ilgilendirir. Belki vicdanınız sizi rahatsız edebilir; o şahsı yüzüstü bıraktığınızı, ona karşı vaatlerinizi tutmadığınızı düşünüp üzülebilirsiniz. Ama yeni tanıştığınız sanal bir kişiyi mi, yoksa yıllardır her türlü sıkıntıyı birlikte yaşadığınız ailenizi üzmeniz mi daha vicdanlıca bir hareket olur? Hangisine karşı daha fazla sorumlusunuz?
Ayrıca evli bir kişiyle bir ilişki yaşayan kişinin aklının bir köşesinde, karşı tarafın bir gün ailesine dönebileceği, onların ağır basıp onları tercih edilebileceği düşüncesi hep bulunur. O kişi de bir kumar oynadığının farkındadır aslında. Ve derinlerde bir yerlerde, o da vicdanen rahatsızdır bulunduğu pozisyondan. Her ne kadar vicdanının sesine sağır olmaya çalışsa da.
Biraz Acımasızca Gelebilir, Fakat Bunun Cerrahi Bir Müdahale Olduğunu Düşünün:
Cerrahi operasyonda neşter yeniyor, ancak sağlık için şart olmuşsa o müdahale çaresiz kabul edilir…
Son olarak;
Onca insanla hep birlikte yaşayabileceğiniz çileler, küçük bir mutluluk ya da maceraya değer mi?..
30.08.2016
Psikolog ve Aile Danışmanı
Rabia Suluk
Çok doğru hep gerçekler acı ama kimse kabulenemiyo çok yazık oluyo çocuklara oluyo
Maalesef Ercan bey…