DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Ah Vefa / Ayse Aslı Tufan

Bugün içimden adı bir semt haline gelmiş vefadan, vefa duygusundan bahsetmek, birşeyler yazmak geldi.

Bir fincan kahve hatırının, fedakarlıkların, dostlukların, unutulduğunu, bir kaşık suda insanların birbirini boğduğu kıymetlerin koptuğu, iyi niyetlerin yok olduğu dünyadaki vefasızlıktan…

Kısacası vefasızlığın kol gezdiği bir dünyanın tadının tuzunun eksikliğinden…

İnsanlar insanlara, insanlar hayvanlara acımasızca kıyar olmuş, vicdan merhamet unutulmuş. Kısacası vefa bir semt adı olmuş, kalpler pas tutmuş.

Gönül kapları kirlenmiş, aynaya bakmak unutulmuş.

Yok yok aynaya güzel miyim, neremde ne var diye öyle çok bakıyoruz ama: ne yaptım, ne yapıyorum ben kimim sorusunu kendimize sormak için değil…

İnsan kendini tanısa, nerede ne yaptım sorusunu kendine sorsa, gönül kabını temiz tutsa, karşısındaki insanı daha iyi anlar, suçlamaya, yargılamaya geçmek yerine anlamaya çalışırdı.

Kim ne derse desin bu dünyada insanı en çok yoran şeydir nankörlük ve vefasızlık…

Çünkü insan, en çok fedakarlık yaptığı, bağrına bastığı, iyi kötü gününde yarasına tampon, yoluna yoldaş olduğu kişilerden gördüğü nankörlükten ve vefasızlıktan üzülür, yorulur.

İşte o zaman kendisine acı bir tebessümle yılların hesabını sorar, olsun be iyi ki Yüce Allah var der ‘Tevekkeltü alallah’ der geçer.

Ne yazarsınız diye soranlara hep verdiğim bir cevap vardır.

“Şairler yürekleri, yazarlar beyinleri acıyan kişilerdir”

İnsan gönülden ibarettir.

Vefa ve erdem her bedende şık durmayan pahalı bir elbisedir.

İşte bundandır ki samimiyet insan ilişkilerinde çok önemlidir.

Vefa da bir semt adı olarak kalmamalıdır.

İnsan, önce kendini bilmeli, önce kendini tanımalı benliğinin farkında olmalıdır.

Bizim kültürümüzde insanın kendini bilmesi çok önemlidir.

Peygamber Efendimiz vefasızlığın münafık alametlerinden olduğunu söyler ve vefasız insanları şöyle tarif eder:

“Onlar münafıklardır. Konuştuklarında yalan söylerler, emanete hıyanet ederler, küçük menfaatleri peşinden koşarlar” der ve sıralar.

Dürüst insan doğruyu söyleyen, menfaati için şekilden şekile giren insan değildir.

Söylediğini Allah için söyler, dostluk adına söyler.

Dost bir kalbe sahipseniz, dostunuzun uyarısına teşekkür eder, kötü niyet aramasınız. O benim dostumdur, kardeşimdir kötülüğümü istemez dersiniz.

Demek ki vefa Müslüman ahlakıdır ve her Müslümanda bulunmalıdır.

Dünya hırsı, para-pul zaafı ile insan insanı kırmamalı, dostluklar bir çırpıda harcanmamalıdır.

Kısacası gönül kapları paslanmadan temiz tutmalıdır.

Gözlük renkleri şeffaf, gönül kapları temiz olanlara selam olsun…

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 10 eseri bulunmaktadır.