DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Aynı Derdin Duacılarıyız / BukreNur Yılmaz

Hiç olmadığımız kadar eşitiz şimdilerde. Korkularımız, endişelerimiz, tedbirler ve tavsiyeler eşit… Dünya; tüm kutuplaşmaları, siyaseti, ırkçılıkğı, ideolojileri bir tarafa bırakıp insan sağlığının devamı için aynı düşmanla savaşıyor.

İnsanın varoluş gerçeğinde; acının, korkunun, endişenin ve kaybetmenin dili tüm toplumlarda aynı olmalı. Şimdi bu küresel salgın tüm duyguların yönünü din, dil, ırk, toplum ayırmadan bir noktada birleştiriyor… her şeyde olduğu gibi dengede de aynı olmamızı, özde ve sözde de bir olmamızın gerektiğinin mesajlarını verdiriyor. Kendini koru, sevdiklerini koru, aileni koru, dahası dünyanı koru.

Hemen herkes elle tutulmaz gözle görülmez olduğu halde tüm dünyayı dize getiren virüsün sebebini sorguluyor, dahası somut bir suçlu arıyor.

Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama küresel salgın sebebiyle sanki görünmez bir kudret, kısa bir sürede, bizde dahil tüm dünyada insanlığa karşı kötü emeller besleyenlerin dikkatlerini kendi üzerine celbederken, kendi güvenliklerini korumaya sevk ediyor. Allahualem inanıyorum ki, bin musibetin yönünü bir rahmet değiştirebilir. Yeter ki biz hakkikatten yana olalım.

Sıkıntı zamanlarımda tecrübe edindiğim teselli kelimelerim vardır. Son zamanlarda da en çok terennüm ettiğim.

“Hiçbir sıkıntı, hiçbir musibet yoktur ki, içinde bir hayırla gelmesin..”

Bize düşen ise sıkıntı zamanlarındaki hayrı gözetmek olmalı.

Her birimiz işe; kendi kusurlarımızı, eksikliklerimizi veya ihmal ettiklerimizi sorgulamayla başlayabiliriz. Sonra diğerini taklit etmeden, hatasını kabul etmesini beklemeden, kendi hatamızı kabul ederek ilk doğruluk örneğini oluşturabiliriz, vicdanımızı gözden geçirerek, doğruluğu, vefalı olmayı, adaletli olmayı; insana, çevreye, doğaya karşı duyarlılığımızı ön plana çıkarabiliriz…  Belki dünya o zaman daha bir yaşanır hale gelir.

Dünyanın imtihanı da insanlığın elinde olmalı. Çünkü dünyanın uzay boşluğunda sorunsuz dönmesi, mevsimlerin vaktinde iklimini yaşaması, ekolojik dengenin korunması, insanlığın dünyaya karşı tutumundan geçiyor. Burada her şeyden önce dünya, onca zulme, haksızlığa karşı bizi affeder mi? Düşüncesi çıkıyor, ya da ben öyle hissettim. Ne kadar mazlumun ahını aldı insanlık, dünya da kaldıramıyor artık!.

Hayatımızı yavaşlatabiliriz, daha fazla olumsuzu düşünerek karamsar olmadan korkularımızın, kaygılarımızın bizi alt etmesine izin vermek yerine, yön vermesini sağlayabiliriz. Sakin, sabırlı, tedbiri elden bırakmadan kendimizi dünyanın içinde bulunduğu olumsuz şartlarından soyutlamak, arındırmak, hayallerimizi, hedeflerimizi temize çekmek adına evde kalmak bir fırsat olabilir. İnsanın kalbine yolculuk etmesi, kendini uzun soluklu dinlemesi, sorgulaması, gerçekte kim olduğunu, ne istediğini, beklentilerini belirlemesi gibi, düşünce yolculuğu yapabiliriz.

“Yüce Allah” kitabında bizlere birçok defa “akletmez misiniz?” diyor ki, sıkıntı zamanlarıdır en çok düşünceyi harekete geçirme zamanı olduğunu bilelim.

İnsanın kendine başkalarının gözünden bakmaya çalışması veya dünyaya insanlığın gözünden bakması, dünyanın içinde bulunduğu buhrana kulak vermesi, dinlemeye çalışması, dünyanın da onlarca müsibetle bir derdi olduğunu düşündürüyor. Dile gelse acaba dünya, neler anlatırdı kim bilir?.

Halis bir kalple bol bol dua edelim. Sağlığımızı; mikroplardan, virüslerden korunduğumuz kadar kalbimizi de kötülüklerden koruyalım.
“Her kim ahdine vefa eder ve sakınırsa  şüphesiz Allah da  sakınanları  sever.” Ali- imran/76.

Ayrıca evde kalmak, hayata karşı farkındalıklarımızı arttırmak için bir fırsat olabilir, fırsatları iyileştirmek ise elimizde. Vakti anlamlı kılmak, okumak, düşünce ve tefekkür yolculuğuna çıkarak ruhumuzun dinlenmesine, yenilenmesine zemin hazırlamak, baharın mevsimine uyanışı gibi umut çiçeklerini yeşertebilir dünyamızın.

Bulunmak istediğimiz yerde olmak elimizde değil belki ama bulunduğumuz yeri tefekkürle iyileştirmek, şükürle bereketlendirmek, anlamlandırmak elimizde olduğu sürece umut var demektir, umut baki demektir.

Hem Rabbimiz de umudumuzu kesmememiz konusunda bizi uyarıyor!.

“Seni hak ve gerçekle müjdeledik, onun için Allah’ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma”
Hicir /55.

Zaruriyet dışında zorunlu olmadıkça evde kalalım.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 28 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları