Mutluluğun Mayası Sevgi / Ayşe Aslı Tufan
Yaratılışımızın dinamiği olan sevgi, hayat yolculuğunda en önemli kavram, huzur ve mutluluktur.
Bütün kapıların kendisine çıktığı ve ondan başka çare olmayan Sevgi en büyük ihtiyacımızdır. Sevgi aşka açılan kapı, aşkı baki kılan mutluluk kaynağıdır. Sevgiyle ekilir tohumlar, sevgiyle yeşerir yapraklar, sevgiyle açar güller yapraklar.
Sevgi öyle bir anahtardır ki; en inatçı kilitleri dahi açar, girdiği yeri aydınlatır, bulunduğu yeri ferahlatır. Sevgi denilen o güzel tohumun içinde öyle öyle güzel meyveler vardır ki; girdiği bedene kan olur, can olur, su olur, besler büyütür. Girdiği yere kötü olan duyguyu sokmaz, beslediği büyüttüğü meyveleri kurtlandırmaz. Onun olduğu yerde kin, öfke, haset, kibir, gurur olmaz. Onun olduğu yerde tevazu vardır hoşgörü vardır. Çünkü sevginin içinde pamuk gibi bir kalp saklıdır.
Kibirin, gururun, merhametin, hoşgörünün olduğu yer, sevginin bulunmadığı yerdir. Kibir ve gurur sevgiyi yok eder, zamanla öldürür. Kibir insanın kalbine girdiği an akıl noksanlaşabilir. Süleyman Havais’e; “O bulunduğu müddetçe iyiliğin fayda vermediği kötülük hangisidir?” diye sorulduğunda “Kibirdir” cevabını vermiştir. Kibir kinin kardeşidir. Kin ve kibrin olduğu kalpte affetme duygusu olmaz. Eğer affetmiyorsak, kinimiz, kibrimiz ve sevgisizliğimizdendir.
Kini ve kibri olan kişi eşini, dostunu, arkadaşını affedemez. Affetmeye değil, hataya ve sorunlara odaklanır. Çünkü affetmek nefsine çok ağır gelir, içinde ve dışında daima çatışma yaşar. Eğer insanları affetmiyor, onlarla çatışma içerisinde bulunuyorsak, önce kendimizi bir sorgulamamız, kendimizden korkmalıyız. Kendini mutlu etmek isteyen, işe önce Yaradanı ve yaratılmışı sevmekle sonra kendisiyle barışık olmakla başlamalıdır. Mutlu olmak istiyorsak, kendimizle barışık olmalı, sonra içimizde sevgi tohumunu ekmeliyiz. Kendini sevmeden, başkasına olan sevgin sadece bağımlılık ve yalnızlık korkusu ile oluşan duygun olur.
Gerçek sevgiler önce Yaradanı, sonra kendini sevmekle başlar. Sevgi senden bütüne yayılır. İnsanı güzelleştiren Yaratana ve yaratılmışlara duyduğu sevgidir. Sevgisiz insan huzursuzdur, hırçındır, dalgalı deniz gibidir. Kalbimizin sükûna ermesini istiyorsak, kinden kibirden arınmalı önce kalbimizi temizlemeli sonra hayata geçirmeliyiz. Mutlu olan insanlara ve çiftlere baktığımızda; şefkatli ve yürekleri sevgi dolu insanlar olduğunu görürüz. Onlar hoşgörülü ve sevecen, incinse de incitmeyen kişilerdir. Onlar geçmişte ve gelecekte değil, bugünde yaşayan kişilerdir.
Sevgiyi dost edinen insan, içine yolculuk yapan, içine doğru yol alan, içine yolculuk yapan insandır. Mevlana Hazretlerinin çok güzel bir sözü vardır. “Geçmişi ve geleceği yakmadıkça Allah’ı bulamazsın”. Geçmişin davasını güden ve gelecek kaygısını çekenlerin Allah’ı bulamayacaklarını dile getirmiştir bu sözle. Çünkü geçmişin acısını, geleceğin kaygısını çekmek Rabbimize güvenmediğimizi gösterir. Geçmiş bizim dostumuz değil sadece deneyimimizdir.
Geçmiş gitmiş bitmiştir. Gelecek ise meçhuldür. Akıllı insan ne geçmişte ne gelecekte yaşar, ne de yarında. Akıllı insan anda yaşar anını ve gününü iyi değerlendirir. Geçmişte ve gelecekte yaşayanlar, mutluluğu mutluluğu göz göre göre kaçıranlardır.
Hayatımız boyunca yaşadığımız birçok sorun, geçmişteki problemleri unutamamak ve bugüne taşımaktan kaynaklanıyor. Mevlana Hazretlerinin yine çok güzel bir sözü burada da karşımıza çıkıyor yüreklerimizi aydınlatıyor. Mevlana; “En büyük bela belayı bela görmektir.” diyor. Çünkü acıyı yaşarken o acıyı verenden haberdar olmamız, acıları merdiven yapmamız, acılardan da ders çıkarmalıyız.
Hem acıyı yaşamalı, hem de tatlıyı… İkisini birden yaşamayı öğrendiğimizde yaşıyor olacağız, huzura ve mutluluğa kavuşacağız. Oysa biz ne yapıyoruz? En sevdiğimiz insanların dahi iyiliklerini unutuyor, kötülüklerine odaklanıyor. Sevgiyi yıpratan zamanla, zamanla yok eden şey affetmeme ve hoş görmemektir aslında… Kalbini sevgiyle besleyen, Yaratana aşık olan insan için affetmeme, öfkelenme, kin, kibir gibi duygu olmadığından hatalara odaklanmaz, hatayı açığa vurmaz, sadece tevekkel olur. Rabbine dayanır. Sevgiyle beslenen insan bilir ki; iyilik görmenin yolu iyi olmaktan, sevmekten ve şefkat göstermekten geçer. Allah kulunu yaratırken mutluluk reçetelerini de sunmuş, kulunu özenerek sevgisi ve şefkatiyle yaratmıştır. Mayasını da sevgiyle yoğurmuştur ki, huzurun ve mutluluğun şifrelerini bulsun, o mutluluk reçetesini hayatına geçirsin.
Yaratılıştan gelen genetik şifreleri göz ardı ederek huzura ve mutluluğa ulaşamayız. Mutluluğu uzaklarda aramaya gerek yok! Aslında mutluluk çok yakınımızda, yüreğimizde, beynimizde ve içimizde… Sevgiyle kalın.
Kainatta sevgisiz yaprak bile kıpırdamıyor insanda da yürek kıpırdamıyor. ”Sevgi sevgi üretir hiç bir şey üretememek sevgisizliktir.” demişler kutlarım…