Şerefli Ölüm / Abdurrahman Şirinli
Düşlerimiz vardı. Karlı kış gününde beyaz yollardaki siyah ve uzun bir çizginin ardınca yürüyorduk. Bir ışık vardı karşıda. Gözün gözü göremediği zulmet bir geceni gün gibi aydınlatan parlak bir ışık. Bizimle aynı gecede ilerleyen diğer insanlardan farklı olarak ışıklı yolu bulmanın verdiği gururla anbean hızımızı arttırıyorduk. Çok yaklaşmıştık artık. Heyecanlıydık. Ve zamanı geldiğinde sahip olmuştuk bu ışığa. Kullanmıştık onu. Bizim için bir değeri kalmayana kadar… Nankördür insan.
Zulmette onlara benzemek istiyorduk artık. İnsanı bir yırtıcıya, serseriye dönüştüren zulmet cazip gelmişti bize. Işıklı zirveden zulmettikleri seslenmiştik. Korku ve nefretle dinlemişlerdi bizi. Bir teklif sunmuştuk onlara. Bunun bir teklif olduğunu kendimiz bile anlamadan. Işığımızı onlara vermiştik. Ve zulmette kaybolmuştuk tekrar. Yırtıcı, serseri, miskin halde bir yola bile sahip olmadan ışığımızı verdiğimiz insanların yolunu arıyoruz hala. Anlamıyoruz, anlayamıyoruz.
Size sesleniyorum, benden farklı olarak benimle aynı zulmette yol arayan varlıklar… Tüm olanlara rağmen, şerefli bir ölümü hakediyoruz, yeniden dirilebilmek için.
Bunu kendinize çok görmeyin.
Ayn Rand-Ben