Şehrin Penceresi / Sadettin Turhan
Şehrin pencerelerinden izlememeli insanlar mevsimleri. Hele çocuklar, sadece minik parklarda yaşamamalı hayatı, baharları, kışları, yazları. Mevsimler uğramalı bir şehre, yüreklere dokunmalı önce.
İlkbaharın gül kokuları açık penceremizden içeri girmeli. Çimenin yeşilini, papatyanın gülümseyen yüzünü görmeli herkes. Küçük parkların kuru topraklarında gezinmemeli. Rahmetin binbir tecellisini okuyacağı kır menekşelerine, sümbüllere, lâlelere de dokunmalı. Bülbülün güle serenatını dinlemeli. Kalbindeki aşkı, güllerin gül yüzünden devşirip sonsuz rahmet ve güzellik sahibini esmasını okumalı. Bir şehrin sokaklarına da uğramalı mevsimler.
Güneşin doğuşunu, kule gibi apartmanların arasından izlememeli. Ay’ın, yıldızların, samanyolunun varlığını unutmamalı. Buz kesmiş betonların arasından gri duvarlara bakmamalı çocuklar. Balkonlardan ya da demir parmaklıklı pencerelerin arkasından izlememeli şehrin insanları gökyüzünü, sokağı. Bir şehrin mutlu çocukları olmalı, mutlu büyükleri, kadınları, erkekleri… Sabahları birbirine selam veren mutlu insanları olmalı.
Sonbaharın sarı, kırmızı, mor yapraklarını seyretmeli. Kalbinin mevsimlerini de yaşamalı. Kendi fırtınalarını, esen yellerini, dökülen yapraklarını, kalbinin topraklarına düşen tohumlarını.
Kışın soğuğunda üşüyen toprakları görebilmeli. Karın, beyaz yüzündeki rahmetin güzelliklerini okuyabilmeli. Karı beyaz kâbus olarak gören insanlar olmamalı.
Şehrin üzerine yağan yağmurlar toprakla buluşabilmeli. Bir şehrin toprakları betonlarla örtülmemeli.
Gökyüzündeki yarım ay’ı gördüğünde, “Bu ayı kim ısırmış yaaaa?” diye soran masum meraklı çocukları olmalı.
Bir şehirde, akşamın karanlığında mendil satarken hüzünle bakan çocukları olmamalı. Üşüyen ellerini üfleyerek ısıtmaya çalışan minik yürekleri hiç üşümemeli aslında.
Bir şehirde, sadece barınak olarak inşa edilen binalar olmamalı. Estetikten, sanattan, hayattan yoksun beton binalar arasında yaşamamalı insanlar. Şehrin evlerine de mevsimler uğramalı.
Hayata dokunan yüreklerle birlikte, bir şehrin yüreği olmalı. Gecesi, gündüzü, mavisi, yeşili, hüznü, mutluluğu, umudu, bir şehrin içinde atan kalbi olmalı.
Mevsimlerin uğradığı, toprağın suyla buluştuğu, kır çiçeklerinin gülümsediği, kuş cıvıltılarının gökyüzünü sardığı, ağaçların sadece parklarda yer almadığı güzel şehirlerde buluşmak hayaliyle…