DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

“Yağmur Vakti Sevmeleri” Kitabı İzleğinde Mustafa Işık Şiiri/ Samle Çağla*

Kitaba ulaşım için: www.lizyayinlari.com
Şair Mustafa Işık’ın 44 şiirden oluşan “Yağmur Vakti Sevmeleri” adlı şiir  kitabı, 2.basım olarak Nisan 2023’te Liz Yayınlarından çıkmış. Kitap bir solukta okunuyor ama şiirler sizi tekrar tekrar çağırıyor tadıma ağır ağır varın, der gibi. Çünkü Mustafa Işık içli bir şair... Onun şiir adları bile üslubundaki yoğun lirizme işaret eder: 

“Yağmur Vakti Sevmeleri, Yarama Yâr mı Ararım, En Güzel Şiirdir Anne…vs..”

Şair, şiirlerinde genellikle; “Allah sevgisi, anne sevgisi, yüce erdemler, toplumsal değerler, beşerî aşktan ilahi aşka evrilmeler… gibi” temaları işliyor. Bu işleyişte başat öğe şiirlerindeki ahenktir. Onun şiirlerinde baştan başa gönül okşayan musiki hissedilir. Hatta birçok şiirinde yekpare bir tema, bu temayı coşturan derin bir lirizm ve musiki vardır.

 Mustafa Işık’ın şiir dili, geleneksel olanla güncel Türkçenin uyum içinde birbirini beslediği “bir lisan-ı hafi” manzumesi olarak karşımıza çıkar. Şair, tasavvuf edebiyatı ya da klasik halk edebiyatına ait bir tema işlerken o mekteplerin terimlerini, söyleyiş özelliklerini kullanıyor, ör:

“Ahu bakışları yara düşürür
şeyda bülbül gibi zara düşürür
eliften kametle dara düşürür
ağyarın zarını hep şeşe verir

Sultandır gedayla bir olup gezmez
garibin pürmelal hâlini sezmez
gök neden direksiz sırrını çözmez
gelen her haberi serkeşe verir

Yüce dağın bile başı kar olur
âşığın yüreği ah u zar olur
her kışın ahiri bir bahar olur
benim pusulayı Habeş’e verir” 

Şair; gündelik hayatın kaosu, bireysel mutsuzluklar ve acılardan söz ederken daha arı duru Türkçe kullanıyor şiirlerinde, ör:

“Şairin aynası…

Her bir odasında annemin sesini
kana kana içtiğimiz evimizdir dünya

Gelip geçmesini beklediğim kervan
çatlak dudaklı çingene hüznüyle
Sümer eskisi halıdır duvarımızda…

………………………..”


Mustafa Işık, şiirde biçim konusunda oldukça özgür davranıyor. Hatta bu özgürlüğü şiirlerinin içeriği belirliyor. Dolayısıyla kimi şiirlerini heceyle, kimilerini serbest yazıyor şair. Bu yüzden -serbest şiirleri içinde bile- temaya göre fiziksel boyut, yani biçim değişebiliyor. Örneğin aşağıya aldığımız “Ay Vakti” adlı şiirinde felsefik ve mitolojik temalar ağır bastığı için şair, şiirin biçimini alabildiğine serbest bırakmış:

 “Ben, buraya kal’a gelmedim
özenle katlanmış pişmanlıktır
cebimde sarkıp duran

 Avuçta dalla gelen ben mi
 yoksa o kuş mu günahkâr
sizde çok sevilen kardeşi
kuyu dibine mi saklarlar”

 Yukarıdaki şiirde olduğu gibi, birçok şiirinde göze batmayacak uzak-yakın uyaklarla şiirde ahengi sağlamış şair.
........................
........ günahkÂR
........................
........ saklarlAR

Bir kısmını alıntıladığımız bu kısacık şiirde bile çok kuvvetli söz sanatları kullanmış şair. Örneğin, “Ben buraya kal’a gelmedim” dizesinde şair “kal’a” sözcüğünü, hem “kalmak eylemi” anlamıyla hem de Osmanlıca yazımına göre “kale” anlamında tevriyeli (çift anlamlı)  kullanmıştır.
 Yine, “özenle katlanmış pişmanlıktır” dizesinde geçen “katlamak” eylemi somut anlamlı, “pişmanlık” sözcüğü ise soyut anlamlıyken, şair bu iki sözcüğü bir araya getirip özgün bir söyleyişle bir somutlama örneğine dönüştürmüş.

Ayrıca, aşağıdaki yürek söken dizelerde ise,

“sizde çok sevilen kardeşi /kuyu dibine mi saklarlar” 

derken Kur’an’daki Yusuf Peygamber kıssasına göndermede bulunmuştur.
Hazır, söz “söz ve anlam sanatları”na gelmişken şairin, geleneksel şiirimize ait söz ve anlam sanatlarını kullanmakta oldukça başarılı olduğunu görüyoruz. Örneğin, “Gölgenin Öte Yanı” adlı şiirinde,

“Ey dağ, yüzünün göğe değen
yerlerinden öpsem, incinir misin
neden uzun kardeşe çıkmış adın
kar yağmazsa kışa küser misin

Adına tufan mı diyelim gözün yaşına
göğün göğsüne yakışır hamail sensin"

derken “Ey dağ!” söylemiyle nida sanatı, yine “dağ”a insani özellikler vermek suretiyle kişileştirme (teşhis) sanatı, “öpsem incinir misin” dizesiyle soru (istifham) sanatı; ayrıca, “Göğün göğsüne yakışır hamail sensin” dizesiyle dağın üçgen biçimindeki zirvesini “hamail”e (hamaylı) benzeten şair, tamlamadaki benzetme yönünü ve edatını kullanmayarak çok güzel bir özlü benzetme (teşbih-i beliğ) yapmıştır. Hatta bu dizeyi biraz daha zorlarsak “güzel nedenleme (hüsn-i talil) sanatına dahil edebiliriz. Zira, dağın zirvesinin üçgen biçiminde oluşu doğal bir durumdur. Şair bunu, Kur’an-ı Kerim’den alınan kimi ayet ya da surelerin yazıldığı ve üçgen biçiminde katlanıp boyuna asılan muskayla (hamayıl) ilişkilendiriyor. Dağın zirvesinin âdeta göğe hamayıl olmak için üçgen biçimini aldığını söylüyor.

 Şair, özellikle gönül telimizi tıngırdatan temalarda oldukça lirik bir üslup kullanmış. Örneğin, “En Güzel Şiirdir Anne”

“Başında bulutlu annem, ötede şiir
göğü delmeye mızrak olan kara gözleriyle
her şeyin başladığı yere dönmeye
su kirlenmeden gitmeye telaşlıydı”

Mustafa Işık, şiirlerinde gündelik hayattan aldığı temaları kullandığı gibi, özellikle geleneksel şiirimizin değişmez konularından olan tasavvuf  hakkında dört başı mamur şiirler kaleme almıştır. Örneğin, “Gün Eksiği Dünya” adlı şiirinde dünya meşakkati, Allah'a kavuşmak için insanın kalbini temiz tutmasının önemi ve gönlünü Kâbe yapması gerektiği anlatılıyor. 

“......................
Dünya, uzunca yol düşü
atlar yorulur, yorulur kervan
köşe başları harami
en güzel tavafı insanın
gönlün tarifsiz yönüne…”

Son dönem şairler içinde farkını hissettiren, oldukça yoğun çalışmalara imza atan Mustafa Işık Hoca, bu konuda kendisini sürekli geliştirmiş; ödüller almış. Hatta bu kitapta “Ulusal, Yaşayan Şairler Platformu Şiirleri Yarışması”nda ikincilik ödülü aldığı “Gül ile Kül Arası Yol” adlı şiirine de yer vermiş:

“Ölüyordum, korkuyordum karanlıktan
kuşlar çığırından çıkıyordu,
seher vakti yanağında ben gibi
gökyüzü giderek kararıyordu
çığlığım uzağa düşüyordu…”

Mustafa Işık, aynı zamanda bir şehrengiz şairidir. O, doğup büyüdüğü, dengbéj kültürünün bire bir içinde yaşadığı Van şehrine şiirler yazacak kadar vefalı bir şairdir.

“Van Sevdası

Bir nadide ildir, iller içinde
adı destan olmuş diller içinde
en büyüktür gölü, göller içinde
âleme ilan edin Van sevdasını…
…………………………………”

Kısacası, Mustafa Işık’ın kalemi; gündelik kaygılardan azade, ruhun onulmaz acılarını dile getiren ve ona şifa için, o ezeli “Nur'un” sonsuz kudretinden bir damla ışık peşindedir. Şair bu zorlu macerada başarıyı yakalamak için şiir sanatının bütün imkânlarını seferber eder. Ahenkten mânâya, biçimden biçeme şiiri oluşturan tüm öğeler âdeta kainatı oluşturduğu varsayılan “Anasır-ı Erbaa” gibidir. Mustafa Işık şiirinde bu unsurlar birbirleriyle müsavidir. Yani, şairin hiçbir şiirinde anlam biçimi, biçim müzikaliteyi boğmaz; her unsur gerektiği kadar kullanılmıştır şiirlerde.
 “2023 Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir Ödülü”nü de kazanan Şair Mustafa Işık Hoca'nın şiir dünyasını tanımak, şiir okurları için farklı bir kazanım olacaktır. Zira o, şiir sanatını sonuna kadar ciddiye alan, şiiri gün yirmi dört saat yaşayan gerçek şairlerdendir. Şiir dünyamızın gökkuşağı tayfı içinde hep farklı bir renk olarak hatırlanacaktır Mustafa Işık şiiri. Uzaktan da olsa tanımaktan onur duyduğum şairlerden biri olan Mustafa Hoca’mız, gerek insani duyarlılığı gerekse özgün bir kalem olması itibarıyla saygı duyulmayı hak eden sanatçılardan biri. Daha nice kitaplarında buluşmak üzere şairi kutluyor, başarılar diliyorum. 
  • Samle Çağla
    Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
    Ağustos 2023 / Adana
Bu yazıyı paylaş:

One thought on ““Yağmur Vakti Sevmeleri” Kitabı İzleğinde Mustafa Işık Şiiri/ Samle Çağla*

  1. Samle Çağla hocamızın emeğine ve Liz Yayınlarına, Ramazan Seydaoğlu Hocama kalbî şükranlarımla müteşekkirim. Nice güzelliklere inşallah.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 1 eseri bulunmaktadır.