Noksanlıklar / Ramazan Alkan

Bazı evlerde öpülecek eller kalmamıştır;
Kırışmış, nasırlaşmış, yumuşak eller.
Emektar, çileyi göğüsleyen pamuk eller.
O eller ki merhameti saklar üzerlerinde.
Sana, öpülecek tek yer mezar taşları kalmıştır.
Bazı evlerde öpülecek beyaz saçlar kalmamıştır;
Kar gibi beyaz, süt gibi yumuşak.
Çile ile beyaz olmuştur o teller,
Zamana yenik düşmüş o ince ipekler.
Tel tel olmuş mis koku saçan çiçekler.
Sana, öpülecek tek yer fotoğraflar kalmıştır.
Bazı evlerde öpülecek direkler kalmamıştır;
Dünyanın yükünü taşıyan güçlü direkler.
Yılmayan, uyumayan, merhametli direkler.
Yuvasını koruyan ayakkabısı delik direkler.
Kucakladı mı güvende tutan sıcak direkler.
Sana, öpülecek tek yer yırtık bir palto kalmıştır.
Bazı evlerde öpülecek bir ayak kalmamıştır;
Cennetin altında saklı olduğu ayaklar.
Kederi, altmış yıl yüklenmiş nasırlı ayaklar.
Seni dokuz ay on gün taşıyan yaralı ayaklar.
Bir değil bazen iki can taşıyan güvenli ayaklar.
Sana öpülecek tek yer kara toprak kalmıştır.