Sevmek Zor Zanaat Gülüm / Mehmet Sait Çakır
Sevmek zor zanaat Sevdiğim!
Ve gözlerin değer göğüme,
Ayrılığa dem vurmuş bir akşamüstü…
Göğsümde çırpınan kalbime vurur, yorgun kuş çığlıkları,
Hiç bir mevsim güz değildir, yapraklar hep yeşildir
Aralık hiç sokulmaz kapılardan kalbime,
Kaygı yoktur, zaman eskimez. Nasılsa !
Koşuyorum ben ayrılıksız bir vuslat bulmuş gibi ,
Koşuyorum ben; yol yorulur!
Su/sarım yalnızca, kana kana sana doymak için.
Eflatun renginde geceler gibidir;
Ayın doğması, güneşin vedası
Her şey farklıdır, masalımsı bir şehirde uyanır gül bahçelerim
Gözlerim görmez önünü, hep içine dönük, sana donuk!
Ta yüreğimin duvarlarına hayalin vurur resim resim,
Aklım firar eder.
Farklıyım, mutluyum…
Körüm…!
Sevmek zor zanaat gülüm…
Öyle aniden gök gürler,
Güneş düşer kalbimin tam ortasına
Yanarım, yanarım…
Sonra bir şiir çalar toz tutmuş radyodan
Vefasızlığından dem vurur gibi!
Aldırma Reis Aldırma…
Aldırmıyor gibi yapıyorum ben;
Aldırmıyorsun!
Gözlerimin okyanus maviliğine,
Tuzuna değmeden gidiyorsun ya;
Acıtmıyor artık vedasız şarkılar,
Yaralara kum döken martılar,
Aldırmıyorsun ya, aldırmıyor ya her giden,
İşte o an anlıyorum;
Yalnız benim yüreğimdir hayal -kırıklığının başkenti…
Sevmek zor zanaat yani
Sana göre değil sevgili !
Öyle bakma, acırcasına
Yağmalanmış düşlerim kalır belleğinde
Seni seviyormuş gibi yapmadım hiç
Ne yüreğim iki yüzlü, ne yüzüm
Sen gibi değil yani, sevdim
Adam gibi…
Çekip gitmedim, yalnız bırakmadım hiç bir şehri
Düşen yaprağı, çatlamış toprağı
Ekmeği sever gibi sevdim seni
Sen gibi değil yani, Adam gibi
Adam gibi…
Sevmek zor zanaat Vesselam,
Sana göre değil sevgili !