DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Niyet Ettim Hakka-Niyete /  Bukrenur Yılmaz

Niyet ettim mesajlarını ayet ayet kalbime işlemeye Rabbim! Aç kalbimizi hakikate… Yönelt idrakimizi ebediyete ve Rahmet yağmurlarıyla ıslat muhabbetine kuraklaşmış ruhlarımızı. Tut ellerimizden, tut yüreğimizden, tut ki, mecal bulsun, Rahmetinle muhtaçlığımız. Hemhâl olalım sınanırken imtihan kuyuların da, adını her andığımızda vücuda gelsin kalplerimiz.

Ve hoş geldin, yine, yenide gönlümüzün süruru oruç / hoş geldin ömrümüzün nuru. Hoş geldin dertlerimizin dermanı, inşirahlarla gel hüznümüze.

Niyet Etmek Mühim Elbet!

“İlahi rızayı dilemek, daha ziyade kalbin halis dilidir niyet. Kalp niyet etmişse eğer dil zaten tasdik edicidir. Lâkin kalben kararsızsa niyet dilde de geçersizdir.

Genelde dille söylenmesine veya duyulmasına aşina olmadığımız ancak insani tüm tutum ve davranışlarımızın yöneticisi cihetinde önemli bir role sahiptir niyet. Bir yerde dua hükmünü de alır kalbi niyet, yani kalp duası dediğimiz.

Öyleyse buyurun hep birlikte niyet etmeye…

Niyet ettik Rabbim! Açlığımızla dirilebileceğimiz bir maneviyat denizinde sabır ile yüzmeye. Niyet ettik Rabbim, susuzluğumuzu sebat ile lütfu aşkından kana kana içmeye. Mühürle orucu maneviyatımıza Rabbim, mühürle vicdanımıza ki, tutsun bizi oruç en çokta insanlığımızdan. Mühürlensin kulluğumuza, sakınalım tüm kötülüklerden, Ayetinde de izah ettiğin gibi Rabbim!

            Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi oruç size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız. Bakara/183.Niyet dedik ya en başta, belki de, “kulluğun en temel vazifesiydi hakkaniyet”

İyiliğin, güzelin, doğrunun olmazsa olmazıdır ‘halis niyet’.

Onunla varılmak istenen bir mana yolculuğunun, belki de, anlam dünyasının ilk adımlarıydı niyet. Daha geniş bir çerçevede ele alırsak yaratılış gayemizin de bir niyet üzerine olduğunun farkına varabiliriz. Henüz kainat yaratılmadan Rabbimizin kulluğumuz için dünyaya gönderiliş niyeti değil miydik?  Kaderin imtihan yolculuğuna icabet etiğimizde. Ki, niyet; amaç gaye kelimelerinin de anlam kardeşidir. Tabii işin birde art niyet gibi amacı şeytani olanı var her ne kadar bahsini dahi yapmak isteme sekte. Sakınmaktır müminin birincil vazifesi, halis niyeti art niyetten. Ve ayetlerin ışığıyla arındırmak güzeli çirkinden, kötüyü iyiden.

Niyeti halis tutabilmek, insan kalabilmenin en ulvi mertebesi değil midir? “Niyet ettim Allah’ım başlayacağım işimi Rızanı gözeterek yapmaya”. Düsturuyla yaşam tarzını şekillendiren kimseden ne zarar gelebilir ki, insanlığa?

Ve Niyet Ettim Kuran’ı Doğru Anlamaya

Sahi hangimiz ne kadar merak edip araştırdık? Yıllarca okuduğumuz cüzlerin sayısını hesaplarken, ne kadar doğru anladığımızı değil de/ ne kadar güzel ve çok okuduğumuzla ilgilendik hep. Ayetlerin bize nasıl bir mesaj ilettiğine sıkıntılarımızla ilgili Rabbimizin hangi tavsiyelerde bulunduğuna, kim ne kadar baktı. Fal, büyü, muska gibi insanları cehalet tuzaklarına düşüren bu gibi inançların yayılmasının da temelinde yatan, kuranı anlamaktan uzak kalışımız değil midir?  Gerçek şu ki, okumaya özen gösterdiğimizin dörtte biri kadar anlamaya önem verebilseydik eğer, bu gün bu kadarda gölgesinde kalmayacaktık mananın. Çünkü bize yalnız en doğru, en güzel şekliyle okumanın önemini, harflerin lafzını doğru çıkartmamanın büyük bir vebal taşıdığını ve günah olduğunu anlattılar hep! Birde son zamanlarda en güzel ödüllü kuran okuma yarışmalarının yapılması daha bir gölgede bıraktı kuran hakikatlerini. Peki ya kuranı doğru anlamak deyimi neydi?  Belki de kuranı en doğru anlama yarışmaları düzenlenmeliydi.

Kim derdini muhatabına farklı bir dilde anlatmak ister veya anlaşılmak için farklı dil kullanmak ister? Oysa anlaşılmamak, bizi yalnızlığa iten, gün be gün eksilten ruhumuzun en büyük eksikliği değil miydi? Manaya dokunmadan inebilir mi kalplere anlam? Kalbe nakşedilmeyen, anlaşılmayan hangi hakikat, ayetlerin ışığına, sözün tabiriyle en doğruya götürebilir ki insanı? Maalesef durumun vahameti arada kaynarken perdelendi hep kuranı anlayarak okumak, okuduğumuzu hayata geçirme vazifesi. Biz kuranı hayatımızın merkezine koymayı, evlerimiz en ücra köşelerini süslemek, duvarlara el işlemeli kılıflarla asmayı anladık hep. Ve ayetleri anlayarak okumak mühim diyerek niyetimizi yineleyelim.

Niyet ediyorum Rabbim, bu zamana kadar bize öğretilen kalıplaşmış Kur’an okuma anlayışından, hatmetmekten ziyade, hakkıyla anlamaya nefesim yettiğince anlatmaya ve hayata geçirmeye. İnanıyorum ki, ölü ruhlarımız, uyutulmuş köreltilmiş inançlarımız ancak ve ancak ayetlerin mana değerini kalbimize yerleştirebildiğimiz sürede dirilecek ve inanç, ihlas, vicdan gibi insani yetilerimizi ayetlerin ışığıyla gün yüzüne çıkaracak…

Bu yazımı yazmaya başlamadan evvel, içimiz kıpır kıpır Rabbimin bizi kavuşturduğu bir Ramazan heyecanıyla karşılamayı umuyorduk. Lâkin ansızın kor düştü yüreklerimize, büküldü boynumuz duadan gayrı elden bir şey gelmeyişliğin çaresizliğiyle kırıyor belimiz utanıyoruz Rabbim!. Ne olur? Kardeşlerimize, bebelere, annelere, ve İslam’ın can damarı Kudüs’ümüze bu vahşetti yaşatanları kahret!.

Ve yıllarca mazlum kanıyla beslenen bu vicdandan yoksun düzenin, tüm kötü niyetlerini, kendi başlarına geçir Rabbim!..  Amin.

Hayırlı Huzurlu bir ramazan geçirmenizi diliyor, Allah’ın Selamı ile Selamlıyorum hakkaniyette ısrar edebilenleri. Ve sizleri vaktin Sahibine Emanet ediyorum.

Hayırla Kalın.

 

 

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Niyet Ettim Hakka-Niyete /  Bukrenur Yılmaz

  1. Allah razı olsun.. Öyle güzel aciklamissinizki hakikatleri… kelimeler yetersiz kaldı..Kalbi tesekkurlerimi sunar Ramazan ayını gerçek anlamı ile yaşamayı cümlemize yüce Allah’tan temenni ederim… Selam ve dua ile..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 28 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları