Anadolu’m / Faik Kumru
Kaç millet ana dedi süt emzirdin döşünde
Kaç millet vatan bildi gülüverdin düşünde
Sadık rüya görürler senin sırlı bağrında
Fecrine göz kırparlar derin sırlı çağrında
Bir muştu ötelerden dağı bağa çeviren
Bir kılıç ki gül diken sırtı yere deviren
Asırların başında çiçek açar bir ilin
Nazlı Ana’m zülfünde lüle olur saç telin
İmbikten geçen suyun arkısın Anadolu’m
Bu alemi nizamın çarkısın Anadolu’m
Yârin gül dudağında içilmemiş şebnemsin
Uyurken kucağında rüyalarla hem demsin
Öylesi tadılmamış damakta bir lezzetsin
Sevgilinin koynunda taşınacak izzetsin
Bora fırtına gelse semanda meltem olur
Nezih havana erse ar edep elzem olur
Suyuna giren kara temizlenir paklanır
Ulaşırsa mülküne cümle suçlar aklanır
Mürde cana bir nefes bir cansın Anadolu’m
Kırık gönle bir yâren canansın Anadolu’m
Ninni sesi yükselen ana evi senmişsin
Masallarda kükreyen koca devi yenmişsin
Destan sende yazılır sınır sende çizilir
Mazlumlar avdet eder hududunda dizilir
Düğüm sende çözülür müsaade sendedir
Mühür sende basılır hüküm sade sendedir
Ey zalime kalkan el bana tezden ferman ver
Gözüme gönlüme fer dizlerime derman ver
İnsanlığa bir baba Âdemsin Anadolu’m
Uygarlığa basamak kademsin Anadolu’m
Bin bir evliya koşar buğulu sabahına
Yunacak gönül düşer ay tuğlu dergahına
Yüz sürülür eşiğe canlar girer semaha
El pençe divan durur göz kapanır tamaha
Engin olur kapısı girilir edeple hu
Eğilir giyer zırhı zirveye erer ruhu
İzbede çile çeker kırk yamalı urbayla
Yetime erzak taşır sırtındaki torbayla
İlden İl’e bereket ihyasın Anadolu’m
Hece hece nezaket hayâsın Anadolu’m
Hassastır terazisi hak tartar her kefesi
Kadimdendir mazisi sır taşır her nefesi
Huzur yükselir tizden bir dize duy Mısrî’den
Her makam musikiden bir nefes çek Itrî’den
Kalem cızırdar sessiz beyit düşer kâğıda
Âşık maşuk habersiz yâdı kalır ağıda
Nice kara sevda var havasıyla suyunda
Âşıklara melcedir letafet var huyunda
Sazı inleten bozlak yanıksın Anadolu’m
Her şarkıya türküye tanıksın Anadolu’m
Kubbede kilit taşı gönüllerde payanda
Gürül gürül kaynağın serinlik var mayanda
Feryada kulak veren kutlu bahar ülkesi
Kuşa kurda inayet mazluma imdat sesi
Ağyar icazet alır ta Acem’den Fizan’dan
Cümle âlem bahtiyar zerre tartan mizandan
Efkârı her dem tüten mazinin yeli eser
Gül dikilmiş bahçeye uzanan eli keser
Medeniyet istikrar eşiksin Anadolu’m
Yetimlere bir dâye beşiksin Anadolu’m
Söğüdün saçlarında uğuldayan bir yelsin
Tarihi çalkalayan coşkun akan bir selsin
Yeşil renge boyanır bir katre suyla fidan
Göğe doğru tırmanır zail olur ol figan
Ham pişer olgunlaşır demle cezbeye gelir
Her gece bir koy aşar dolar heybeye gelir
Giden hasrete düşer dayanmaz hicranına
Her kul vuslata erer akıl ermez devranına
Gani gani mutluluk yâransın Anadolu’m
Huzuru bir harç gibi karansın Anadolu’m
Gökçek yüzlü kadınlar gözleri derin kuyu
Dili şeker şerbettir öyle güzeldir huyu
Hayalleri tertemiz beyaz gelinlik gibi
Dilberine meftunuz gölge serinlik dibi
Her mevsim güneş açar her hane neşe huzur
Servi kavak altında esenlik eder zuhur
Gül devrinden misal ver ar timsali ashaptan
Ol edeple mamur ki miras düşer adaptan
Bedende yürek gibi atansın Anadolu’m
Mahşere dek payidar vatansın Anadolu’m
06 Mayıs 2016
Ankara