DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Baykuş / Eluca Atalı


         Çerkez ayrılıp gittikten sonra sanki kuşların içine su serpilmişti, herkes susuyordu. Başarı uzun sessizlikten korktu. Sandı ki, bütün yol arkadaşları onu terk ettiler ama kaygısı muhtemelen boşunaydı. O, güvercinin hakkını savunmayan yol arkadaşlarına kızıp süratle uçarak en öne çıkmıştı. Şimdi arkasından sessizce bir yarasa geldiğinin farkına vardı. O, bazen kanatlarını yumup yuvarlanıyor, sanki taş olup kendini yere atıyor; bazen de kanatlarını tamamen açıp en yukarı yükseliyordu, sanki arkadan birinin ona ulaşması tehlikesinden kaçıyordu. Peki, neden bir başınaydı? Akşam üstü hava karardığında kulağına yalvar yakar bir ses geldi: 

  • Sizin gibi yüce gönüllü bir varlığın bu beklenmeyen davranışı beni şaşırttı! 
  • Beni insafa getirmek istiyorsun. 
  • Kesinlikle böyle değil… 
  • O halde benim davranışlarımın yüce gönüllülüğümle ne alakası var? 

      Yarasanın ayağını tutup çeken baykuş idi. Zavallı canlı ölüm ve hayat arasındaki mesafede gidip geliyordu. Kanatlarını çırpa çırpa etrafında rüzgâr oluştursa da bu yükselmesine yetmiyordu. Baykuşu insafa getiremeyen yarasa, canını korumak için taktiğini değiştirdi: 

  • İnsafın yok mu? 

         Baykuş, haşin haşin gülerek kendisini avcısına teslim etmeyen yarasanın sorusunu kulak ardı etti. Yaralı, zalim avcı ile yeni dövüş taktiğini seçti: 

  • Sen kanunu çiğniyorsun! 

        Yarasaya gerçeği söylemesiyle ağzını açmak zorunda kalan baykuş, pençeleriyle yarasanın ayağından tutup konuştu: 

  • Hangi kanundan bahsediyorsun, söylesene. Belki de benim anlamadığımı düşünüyorsun. 
  • Yolculuğun kanunu unuttun mu? Yoldaş yoldaşa ihanet edemez, bu suçtur. 
  • Benim kendi kanunum var, yaradılışımdan gelen. Karnım aç olduğunda gücümün yettiğini boğazlayabilirim. Hazır yanımda sen varken niye açlığımı gizleyeyim ki? 

       Kendini haklı çıkaran baykuş, sağ pençesini yarasanın ayağından çıkarıp gövdesine sapladı, yarasa acının sebep olduğu iniltilerle bir de ihanetin kurbanı olduğu için hayatla veda anında yürekten konuştu. 

  • Ah, turna demişti, herkes yol arkadaşına saygı beslemeli, birbirine sadık olmalı, kimse kimsenin hakkını yememeli. 
  • O zaman hakkını turnadan talep edersin! 

        Bundan sonra yavru Başarı, koyu kahverengi renkli altı yarasadan ‘kaplan’ lakaplı olanını bir daha hiç görmedi. 

(“Anka kuşu” romanından alıntı..)

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 4 eseri bulunmaktadır.