Vagif Sultanlı’nın “Ters Akın” Adlı Öyküler Kitabı Yayınlandı / Sabina Saha
Çağdaş Azerbaycan yazarı Vagif Sultanlı’nın “Ters akın” adlı öyküler kitabı yayımlandı. Azerbaycan Devlet Neşriyatı’nin (Azerneşr) yayınladığı kitapta yazarın farklı yıllarda yazdığı otuzdan fazla öykü yer alıyor. Kitabın editörü ve önsözün yazarı, filoloji bilimleri doktoru, profesör Nizami Gencevi’nin adını taşıyan Edebiyat Enstitüsü bölüm başkanı Elnara Akimova’dır.
Kitapta tarihi ve çağdaş temalar üzerine yazılmış “Yavşan kokusu”, “Beyaz yol”, “Yapraksız dalların yeşil şarkısı”, “Vatan”, “Sabah sisi”, “Mağara”, “Kutup gecesi”, “Kör düğüm”, “Yılan efsanesi”, “Derviş”,“Ada”, “Kufi çizgisi”, “Çizgili yuva”, “Çapraz gölge”, “Kilitli dönüş”, “Buda heykeli”, “Navayi-Gumru”, “Humayun”, “Kulikovo savaşı” ve diğer hikayeler yer alıyor. Bahsi geçen eserlerin büyük bir kısmı Azerbaycan basınında yayınlanmış olup, bir kısmı da ilk kez okuyucuların beğenisine sunulmuştur. Hikâyelerin ana teması, modern dünyayı ve içinde yaşadığımız toplumu rahatsız eden ahlaki erozyon, manevi çöküş, yabancılaşma gibi ciddi toplumsal sorunlara dayanmaktadır. Yazar, gerçek ve metaforik üslubun kesişiminde yazdığı eserlerde ait olduğu sosyal çevrenin esiri haline gelen insanların duygu, düşünce, heyecan, sıkıntı ve acılarını yansıtmaya çalışmıştır.
Kitaba “Ters akın” – Sessiz şarkıların hikayesi” adlı önsöz yazan Prof.dr. Elnara Akimova, öykülerle ilgili düşüncelerini şöyle özetliyor: “Metinlerin tamamı modernist anlatım tekniğinin unsurlarını temel alıyor. Yani geleneksel gelişmeye önem veren metinlerde mutlak neden – sonuç ilişkileri ve kesintisiz bir kronoloji aranıyorsa burada zaman-mekan sınırsızlığı hakimdir. Yazar olayların ne başını ne de ortasını göstermiyor. Hemen hemen tüm hikayelerin bir “son sorunu” vardır. Zihinsel ve fizyolojik tükenme anlamında hakim olan “son”, her durumda bir kader duygusunun işareti olarak nitelendirilir. Hikâyelerin çoğunda olayların sıralı anlatımı minimuma indirilmiştir. Çünkü yazarın amacı bir hayat hikayesi anlatmak değildir. Tesvirlerde manevi, sanatsal ve coğrafi sınırları genişleterek insan imajını genelleştirir, yerel çerçevenin dışına çıkarır, bu faktörü çağımızın sorun ve gerçeklerine göre ele alır ve zaman çatışmasına ve bireysel, yaşam-ölüm sorunlarına sanatsal bir çözüm sunar”.
Bir bütün olarak bakıldığında dil-üslup, biçim-içerik çeşitliliğiyle öne çıkan öyküler, yazarın yaratıcı kronolojisinin gerçek, doğru resmini yeniden canlandırma açısından ilgi çekicidir.