DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Beni Kıskanmışlardı / Rahman Ayhan

Bugün,
Biraz nostalji yaparak, eskilere gitmek istedim…
O günleri hatırlayarak,
Bazen üzülüp,
Bazense, kahkahalarla güldüğüm oluyor…

Birçoğunuz,
Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu’nu tanırsınız…
Hani Akademisyen-Yazar,
Çok okunan, birçok kitabın yazarı…
O zaman
KTÜ’ye bağlı Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümünde iken
Şimdi,
Trabzon Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü öğretim üyesi…
Haftada bir gün KTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne de derse girerdi…

Nazan Hoca’nın, yalnızca yazarlığı değil,
Güzelliği de dillere destandı…
Yıllar,
Güzelliğinden, hiçbir şey almadı, Nazan Hocanın…
Nazan Hoca,
Güzel, sevimli ve aynı zamanda,
Çok hoş sohbetti…
Perşembe günleri,
KTÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne
Geldiği zaman,
O gün, herkes teyakkuzdaydı…
Her gelişinde değişik konular açıyor,
Profesörler, Doçentler, karşısında bir öğrenci gibi
Nazan Hocayı ilgiyle dinliyorlardı…
Yine bir Perşembe günü,
Hocanın karşısına oturup onu, hep birlikte, dinliyorduk…
Nazan Hoca,
Sohbet esnasında aniden hapşırmıştı…
Vahşi batıda kovboyun,
Silahını hızlı çekmesi gibi herkes cebine uzanmıştı…
Ama ben hepsinden hızlı
Cebimden mendili çekerek, Nazan Hocaya uzattım…
(Yanlış anlaşılmasın,
O zaman moda olan pantolonun arka cebine koyulan
Bez mendil değil,
Gömleğin cebine koyulan,
Kâğıt mendilden çıkararak hocaya vermiştim…
Gerçi
Pantolonun arka cebindeki
Bez mendile burnunu çekmiş olsaydı,
O mendili
Ömür boyu yıkamadan saklardım ya, neyse)
Olaya dönelim…
Hoca, benim mendilimi alıp,
Burnunu silmeye başlayınca, benim için ne büyük gururdu…
Geriye bakınca, 5-6 Akademisyenin
Çıkardıkları mendillerin, ellerinde kaldığını görmüştüm…
2-3 kişi de sütünü dökmüş kedi gibi, yüzleri kızarmış,
Mahcup bir şekilde oturuyorlardı…
Anladım ki onlar,
Hazırlıksız yakalanmış,
Ceplerine mendil bile koymamışlardı…
Gururla,
Tekrar yerime oturmuştum…

Ertesi hafta,
Perşembe gününü iple çekiyorduk…
Bir hafta sonra,
Perşembe günü yine
Nazan Hoca’nın karşısına oturmuş,
Ağzından çıkacak söze kilitlenmiştik…
Herkes
Hoca bizden bir şey istese de, yerine getirsek diye bekliyordu…
Nazan Hoca, her hafta başka bir konu açıyordu,
Bu haftaki konu ise, kedilerdi…
Nazan Hoca’nın,
Minnoş adlı bir kedisi varmış
Ve kedisini, çok seviyormuş…
Hoca bazı günler, kedisine sarılıp yatıyormuş…
Hoca’nın bu kelimesinden sonra,
“Hocam bende kedileri çok severim” diyordu biri…
“Bende kapıdaki kedileri yediririm” diyordu, başkası…
“Hocam benim de Tekir kedim var”
“Hocam insanın kedi olası geliyor” dedi, bir diğeri…
“Hocam, kediniz olabilir miyim?” diyordu, öbürü…
Bunu duyunca ben de espri olsun diye,
“Hav, hav, hav” diye hızlıca ve kart sesimle bağırdım…

Nazan Hoca dâhil,
Bütün gözler bana çevrilmişti…
Yaptığım espriye açıklama yapmak zorunda kaldım…

“Hocam, Allah(cc) korusun,
Bu kadar fazla gart kedinin biri sizi tırmalayabilir,
Bunları kendinizden uzaklaştırmak için,
Bir köpeğe ihtiyacınız vardır,
Ben de, köpeğiniz olabilir miyim” dedim…

Bu şakaya Nazan Hoca, katıla katıla
Gülmeye başlayınca,
Hoca’nın gülmekten, gözlerinden yaş gelmişti…
Fakat bir baktım ki bu şakama,
Nazan Hoca’dan başka kimse gülmedi…
Diğerleri kızarak, somurtmaya devam ediyordu…
Anladım ki, beni çekemeyerek kıskandılar…
Bir hafta önceki sohbette,
Mendili hızlı çekip hocaya vermem,
Şimdi de Hoca’yı
Gözlerinden yaş gelene kadar katıla katıla güldürmem,
Kıskançlığa sebep olmuştu…

O zamanki hocalarımızdan bazıları vefat etti,
Bazıları ise, emekli oldular…
Herkes yaşlandı
Ancak Nazan Hoca yine genç kız gibi duruyor…
Yine eskisi gibi güzel, narin ve hoşsohbet…

O gün orada olanlardan
Emekli olanlara sağlık, sıhhat,
Ölenlere ise,
Allah(cc)’tan rahmet dilerim…

23.05.2021

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Beni Kıskanmışlardı / Rahman Ayhan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 45 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları