DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Geçmişimizden Bu Günümüze Kanaviçe(Tekelduz) / Gülnar Asgarzade

Kanaviçe ustası Gülendam Alhasova ile söyleşi.

Gülendam hanımın atölyesi Şeki’nin dünyaca meşhur mimarlık eseri olan Han Sarayının kale duvarları içinde yerleşen bir binadadır. İş yerinin kapısını birlikte açtık. Önce bana yani misafirine pasta ile demlediği karanfil ve reyhan karışımı çaydan ikram etti. Bu gün eski el sanatı atolyelerine yabancı turistlerin gelişi bizi sevindirdi. Birkaç el işi sattıktan sonra söyleşimiz için karşı karşıya oturduk.

Kendiniz hakta okurlarımıza kısa bilgi verir misiniz? Kimsiniz?

Gülendam Alhasova Aliekper kızı. Şeki doğumluyum. Azerbaycan Ressamlar Birliği’nin üyesi ve kolej mezunuyum.

Sanata olan merakınız nasıl ve nereden başladı?

14 yaşımda hamurdan kil ve eski çoraplardan oyuncak bebekler yapmaya başladım. Zamanla kendimi geliştirerek Azerbaycan milli oyuncaklarını da yaptım ve bu işler her kesde merak doğurdukça daha da heveslendim.

Azerbaycan’da kanaviçe (Tekelduz) sanatının tarihi ve hangi illerde bu sanatla meşgul oldukları hakkında bilgi vere bilir misiniz?

Azerbaycan’da 17 Asırdan bu tarafa kanaviçe sanatı var olmuştur. Yalnız kadim ve tarihi ilimiz Şeki’de bu işle meşgul oluyorlar. Kanaviçe dünyada benzeri olmayan el işi sanatıdır.

 Bu sanatın  size göre manevi ve maddi boyutları nelerdir?

Manevi boyutu derken insanın ruhunu dinlendiriyor… Gördüğümüz işlerden zevk alıyoruz yaptığımız her el işini büyük aşkla yapıyoruz. Mesela eskiden evlenecek kızlar mutlaka ceyizleri için havlulara sofralara kanaviçe yaparmışlar. Eğer kanaviçe becerisi yoksa o kız beceriksiz sayılıyormuş. Bu sanat bize dedelerimizden miras kalan sanat dalıdır. Hatta ilk kanaviçe ustaları erkekler olmuş sonradan kadınlar bu sanatı sahiplenmiştir.

Maddi boyutu ise dünyada bu el işi kanaviçe eserlerine talep var ve para kazandıran sanattır. Çok zahmetli ve çok gelirli bir sanattır diyebilirim.

Şeki’ye gelen turistler en çok hangi kadim el işlerini alıp kendi ülkelerine götürüyorlar. Ve hangi millet kanaviçeye merak gösteriyor?

Eğer Şeki’ye özgü el işi motivleri varsa ister ipek şal ister resim isterse de kanaviçe olsun bütün milletlerden olan turistler onları alıp kendi ülkelerine hediye yahut anı olarak götürüyorlar. Kadim ve tarihi olan el işleri onların dikkatini çekiyor.

Öğrencileriniz yani bu işin modern devamcıları var mı?

İlk öğrencilerim kendi ailem: oğlum gelinim kız kardeşim oldu. 35 e yakın öğrencim var özürlü gençler daha çok bu işi davam ettiriyor. Hal hazırda evlerinde atölyelerinde çalışan artık usta olan öğrencilerim var.

Kardeş Türkiye’de duyduğuma göre kanaviçe ustaları vardır. İki devlet tek millet olarak ortak kültürümüz olduğu gibi mesela Dede Korkut, Köroğlu gibi bu yönde benzer motivler olabilir mi kanaviçe sanatında?

Ben duyduğuma göre kanaviçe sanatı ile Özbekistan’da daha geniş meşgül oluyorlar. Hatta adına bazı ülkelerde Suzani dediklerini  biliyorum.  Türkiye’de kanaviçe sanatı bizden sonra yaygınlaşmıştır. Dikme teknolojisi onlarda farklıdır. Biz tığ ile  siyah kumaş üzerine zengin motivler çalışıyoruz. Hatta bizde keçe üzerinde de motivler çalışıyorlar. Ortak motivler muhakkak vardır ve bu normal sayılır. Çünkü kültür aynı kökten geliyor.

Son olarak ne söylemek isterdiniz?

Son olarak onu söylemek isterdim ki bütün kız ve gelinlerimiz bu sanata sahip çıksınlar bu sanatı yaşatsınlar nesilden nesile armağan etsinler ki tarihimiz yaşasın var olsun. Çünkü geçmişi olmayanın geleceği olmaz.

Teşekkürler Gülendam Hanım. Sizinle sohbet keyifli idi.

Derginize başarılar ve bol okurlar diliyorum.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 5 eseri bulunmaktadır.