DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Ucuz Sanal Sevgi Oyunları / Derya Titiz

Bu konuda hep yazdım hep yazmak istedim ve yine yazıyorum..

Şu bildik sanal  aşklar gırla giderken, neler yazmak istediğim, ne kadar çok şey birikmiş..

En yakınlarımda bulunanlara hemen sormaya başladım ki, bunun içinde akademisyen, yazar, ev kadını, çiftçi, fizikçi, emekli öğretmen, genç hatunlar, özel dershane hocaları da var.

Alınan yanıtlar sonucunda, gene ikiye bölünmeler, pıtrak gibi çoğalmalar ve sakın adımı gbt mi verme, yer bildirme itirazları filan  ama dinleyen kim ..

Sanal aşk olur mu, görmeden duymadan, dokunmadan duyumsamadan, koku almadan, nasıl aşk doğar ya da aşık olunur?

Telefonda ki akademisyen ses, “Modern insanın sorunları artık böyle gideriliyor” diye, başladı gecenin bir vakti ..

Ve devam etti:

“Artık böyle. İki kişi önce duygu ve düşüncelere aşık oluyor.. Yazışmalardan o kokuyu alabiliyor, sonra bütünleşmeler başlıyor onsuz onu okumadan yapamıyorsun ve aşk kendini hissettiriyor ve başlıyor.”

Peki, bu kadar basit mi ya da konu aşksa mantıktan söz etmek de komik mi ?!

Çoğunlukla elinde de patlayabilen bu yeni dünya hadisesi. Monitörün arkasındaki kusur kabahat ve yalanları şahane bir dille yazarak kamuflaj edebilir.. Bu olasılıklar hesaba dahildir diyebilir ve çekip gidebilirsin de ..

Profilinde, yüzüne baktığında bir yara izi fark ediyor ve hemen konduruyorsun, bu yara izi çocukluğunda zıpır bir veledi olduğunu işaret ediyor olabilir mi, ya da diğer çocuklara gösterdiği merhamet ile hayat görüşünü de ortaya koyabilir mi? (mı mi işte kim bilir!?)

Ya da yine profilde göründüğü Armani marka pantolonu ve gömleği ile kendini ispata çalışan, aşırı marka kokulu bir kompleksli de olabilir mi?!

Bütün bu sanal kriterlere bakıp da kimse kimsenin hayatını sudoku gibi çözemez .. Yüzde elli gibi acaba sonuca ulaşabilir ya da paranoyak hasta olup yatak döşek yatarsın..

Uzun bir evlilik sonrası eşinden ayrılan eğitimli bir kadın konu üzerine, “aman bana aşık olsun da sanal olsun. şımartsın beni, çiçek böcek ikonları göndersin, güzel laflar yazsın, Oflassın, varsın sanal manal olsun ne fark edecek böyle daha rahat bu oyunlara karşı koyamam sonra bitsin sıradaki gelsin çok da fi fi” dedi ve arkasında şık bir kahkaha patlattı.

Bir diğeri ise; “belki de nette önce biri birimizin beyinlerini keşfedeceğiz, olamaz mı? Aşık olmak istiyorum, sen benim aşkımsın filan yalanları vız da gelebilir ama sonrası iyi bir birliktelik de olabilir. Söz konusu evlilik olmasa da dert değil.” dedi.

Bütün bu  sevgi dilenciliğinin saçma sapan olmadığı bir yana, niye böyle bir duygusal yakınlaşma gereksinimi  duyarız?

Uzun yıllar önce bir Fransız filmi izlemiştim. Filmde  bir çift hiç görüşüp konuşmadan, Webcam aracılığıyla birbirlerini tanıyor ve muhabbet etmeye başlıyorlar. Tuhaf evlilik gibi bir ilişki yola giriyor. Hiç Wepcamı kapatmıyorlar. Günün her saatinde sohbet ediyor birlikte kahvaltı yapıyorlar. Sabah uyandıklarında, direkt yüz yüze uyanıyorlar. Günün ilk yemeğini birlikte yeyip, çay kahve tüketip, ilişkiyi yüceltiliyorlar.. İşte, öyle bir gün gene sohbet ederlerken, kadın aniden büyük bir çığlık atıyor. Kolunda bir böcek  dolaşmakta, kadın: “help help, imdaaaat” diye  yardım istiyor. Monitörün içindeki adam bunu görüyor ama çaresiz, bir şey yapamıyor sadece, “hadi kelebeğim, sakin ol, at o böceği kolundan” diye böğürüyor. Karşı evden kadının çığlıklarını duyan bir adam hızla geliyor ve kadının kolundaki böceği alıp dışarı atıyor.

Film burada bitmiyor tabi düşündürüyor da muhakkak.. Teknoloji ile ne kadar fazla simülasyon da yapsan, harikulade bir çiçekli, kelebekli aşk yaşadığını da sansan sonuçta; dokunamıyor uzanamıyor bir böceciği uzaklaştıramıyor isen ve  elin adamı çıkagelip yardım ediyorsa sevdiğinize, bön bön bakarsın maalesef… 🙂

Konu babında, hepsi de mübarek hayatından hoşnut, “bin adet parende atsa, yüz bin ikonda gönderse bana sökmez.. Kedi köpek bile azgınlıktan kudursa, koku almadan karşı cins ile halletmiyorlar. Sanalda dokunulanın, klavye tuşları olduğu anlaşılırsa, körler sağırlar birbirlerini ağırlar” demedi vallahi, dese onu da yazardım..

Neyse, günümüz dünyasında trend olarak geçirilen lakin modern olduğu şaibeli topluluğun, tercih ettiği yöntem olsa da, fazla kapılmayacaksın arkadaş..

 

Bu yazıyı paylaş:

3 thoughts on “Ucuz Sanal Sevgi Oyunları / Derya Titiz

  1. Bu yazari surekli takip eder ve butun yazilarini okurummm cok guzel bi kafaya sahip beni bilinclendiriyor

  2. İnternette dolaşırken dikkatimi çeken güzel yazar. Okudum tüm yazılarını ve de çok etkilendim. Başarılı… Tabi yazılardan yazarın ruh halini ve kişilik analizini de yapıveriyorum anlamsızca. Mesela bu yazı sonucunda sanal bir aşk yaşayıp onu gerçek hayata döktüğünü ve değişik bir haz aldığını anlayıverdim. Belli ki o birliktelik hazzı kısa sürmüş ve acı bir anı bırakmış. Evet sanal sevgi oyunları sadece ego tatmini için güzel bir alternatif olsa da uğruna sonucunu bilmediğin km.lerce bir yolculuğa bile çıkartabilir insanı. Bilmediğin yerlerde sadece sanalda ısındığın insanla vakit geçirme uğruna, sonunu hiç düşünmeden, sadece kendini düşünüp macera peşinde koşturur insanı. AŞK bu bakarsın bir sanalda başlar ama tüm bedenini gerçek bir dokunuşla sarar… Bitse bile bu ufak macera bir ömür unutamayacağın anılar bırakır hayatında. Bir sanal aşk, bakmışsın bilmediğin diyarlarda bir otel odasında kaçamak olmuş, bitmesinin istemediğin bir gece renkledirivermiş o renksiz hayatını hiç unutulmuyacak az ama büyük anılarla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 9 eseri bulunmaktadır.