DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Şizofren Sancı / Derya Titiz

Bazen insan o kadar üzgün olur ki, karşıdan karşıya geçemez çünkü neden karşıya geçeceğini bil(e)mediğindendir. Hani açtır ama yemek yemek istemez, canı dondurma bile çekmez ya işte öyle bir şey. Bildiğin pis Pesimist!

Bu günlerde, tam da böyle bir ruhçum hali mevcut. Öfke yüklüyüm. Omuzlarımın üzerinde taşıdığım sarı kafada error verdi, hiç çalışmıyor vallahi. Part time  çalışsa bir derece de, full time  tık yok mübarekte. Sessizliğe gömük!

Zorluyorum. Geçen saatlerde en sevdiğim marka olan bir koca paket dondurmayı hani şu çatal, bıçak, kaşıklar ile doldurduğum çekmecenin içine öylece bıraktım. Buz dolabı sandım zağar…

Aklıma düştüğünde iş işten geçmişti. Tezgâhın altındaki çekmece,  Ağzına kadar ılık çikolatalı süt ile doldurulmuş bir küveti andırıyordu.

Panik yapmadım tabi izin vermedim çünkü yeterince ürkü vardı zaten. Hemen ‘aldırma’ şarkısını mırıldandım. Hani kendi düşen ağlamazdı onun gibi… Anlamlaşmadan uzun uzun hatamı temizledim. Çekmeceyi daha yeni hale getirdim. Çatal bıçak kaşık ve bir yığın mutfak alet edevatı attım suya köpürttüm ardından yıkadım, duruladım, kuruladım..

Dörtnala çalışamıyorum artık. Yaz sıcakları desem, yok değil. Bana vız gelirdi sıcak mıcak etkilemezdi. Var bir maraz ama, dur bakalım yakında kokusu cıkar kademsizin.

Bir psikoterapiste mi yönlendirsem beyin kıvrımlarımı, tıkanmıştır çerle çöple. Açması için bir servet ödemek gerekse bile asıl konu şimdi git elin adamına/ kadınına 1.68 uzan ve anlat. Ama neyi dinleteceğim ki bilmiyorum, en iyisi vazgeçişler..

Anlatasım yok, anlayasım yok. En iyisi kendimi anca  kendim bilir deyip , bu katılaşmış jel kıvamını alan labirenti önce soğutup, sonra ısıtıp bildiğin düdüklü tencere kodunda şoklayıp  ve yine dört nala koşabilirdim. Evet, bunu yapabilirim.

İnsanların , hoyratça, saygısızca gözümün dibine sokuluşu. insanlığa ilham veren politika, siyasetçi, dünya toprağı, doları, petrolü osu-busu püsürüğü değer mi bir çocuğun acımasızca  beyninin dağıtılmasına! Bu kadar mı korkaktı büyükler küçüklerden! Peki nasıl bir izahı var bu absürdlüğün, olabilir mi ?! ..

Çok az kelime ile konuşan bu zihin malları, beni delice korkutuyor. Soluk filan alamamam ürkütücü… Sonrası edepsizce inatlaşa susuşlarım başlıyor..

Onların dilinden konuşamadığım ayan beyan ortada. Bunları anlatamama anlaşılamama tiksinçliği.. Al sana işte buda bir terör!

Bazen kuzu olarak dünyada ikamet etseydim diye çok düşlemişimdir. İnsanların dayattığı  isteklerine boyun eğmek, Bu esasa dayalı o bitmeyen bencilliklerin, başın önünde susmak, boyun eğmek, itaat etmek sen siz evet haklısınız diyebilmek için …

Karar verdim, insanların hayatına müdahale ne demek kenarından bile geçmeyeceğim. Bir sandal gibi dalgalardan etkilensem, çaresizlikten nefesim kesilse dahi boğul gitsin diyeceğim..

Karşıya sahi neden geçecektim ben?!

Bu kötü insan kuyruğunda var bir numara..

Unut gitsin en iyisi şekerleme, çikolata satın almalıyım..

Bu yazıyı paylaş:

2 thoughts on “Şizofren Sancı / Derya Titiz

  1. Geçmiş olsun. Yaşamın belli evresinde gelişiyor bu belirtiler.
    İyi yazdırır ama can yakar. Hem kendinizin canını hem karşınızdakilerin.
    Yazmaya devam. Bu arada çevrenizdeki insanları haberdar edin ki derilerini yüzdürmeden bayram atlatsınlar🤣😙

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 9 eseri bulunmaktadır.