Bir Mevsimin Neşeli Çocuklardık / Şerife Teber
Biz sadece bir mevsimin yaşayan çocuklarıydık. İlk baharda açılan sevgi tohumlarıydı umutlarımız serpildik avuçlar dolusu her bir toprağa ve günler geçti tomurcuklandı dallarımız rengârenk çiçeklere boyandı bütün bedenimiz.
Bir güneş doğardı doğudan üzerimize; ışıkları gökleri delercesine, bir rüzgar eserdi sonra bütün açılan çiçeklerimizi savururdu uzaklara ve alışmaya başlardık yalnız yapraklarla yaşamaya. Geçti bir mevsim ve biraz daha büyüdük. Meselâ çamurdan evler yaptık damları damlayan, tarlada taş topladık birbirimizle yarışırcasına, o küçücük ellerimiz kanar ama yanmazdı canımız hissetmezdik mutluluktan acıyan parmaklarımızı…
Bir hüzün yaprağı düştü dalından, kaldırdım başımı baktım doğanın mükemmelliğine ve sonra koyuldum tek tek renkleri birbirinden ayırt etmeye. Bir de baktık ki biraz daha olgunlaşmışız sanki yüreğimiz büyümüş kocaman bir dert yumağına dönüşmüş gibi, her daldan düşen yaprak yüreklerde kanayan bir yara, gözden düşen bir yaşmış meğer.
Kar yağdı beyaza büründü topraklar; bir kalemin kağıda yazılan bütün hikayeleri bir silgiyle silindi gibi. Bir kar tanesi gibi beyaza büründü bütün yapraklar, aklar şimdi düştü saç tellerimize ve hissizleşti ellerimiz, akan yaşlar kurudu, çığlıkları duymaz oldu belki yaşlı bedenimiz ama hiçbir zaman soğumadı ateşle yakılan yüreklerimiz.