DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Siyah Plastikler / Burak Dağkılıç

Geçmişten bugüne şuanki manzaramdan yani bir fincan eşliğinde limuzinimin arka koltuğundan camı yarıya kadar indirmiş vaziyette şoförüm 65 km hızla giderken baktığımda, aslında pek de bir değişiklik yok diyemem elbette. Önceden arabalar daha uzun olmakla birlikte yavaştı, hem ihtişamlı hem de gözden kaybolma süresi çok daha fazla sürdüğünden içinden daha iyi hava atabiliyor hatta şimdilerde bir fincan kahve yerine kahvaltını bile yapabiliyordun. Ama maalesef şimdilerde “bas gaza aşkım!” dedirtecek boyutlarda dört tekerlekli jetler üretildi.

Neyse şu sokağı dönene kadar fincanımdan bir yudum daha alayım…

Öncelerde bu gibi şeyler olmazdı. Yani camı indirip ben burdayım, o zengin adam benim demene gerek kalmazdı. Çünkü filmli camlar yoktu. Belki de vardır ama varoşlar tarafındaysa bilememem normal olabilir. Neyse işte insana zorla burdayım diye göstermek zorunda bırakıyor bu siyah plastikler. Aslında plastiklerin suçu yok modayla karışmış kapitalizmin suçu bu. Belki de paranın suçudur. Ama yok paranın suçu olsa haberim olurdu.

Önceden biberonumu kristal camdan yaptırır sütümü fondiplerdim. Yaş ilerledikçe önüne fondiplemen için gelen içeçek kabı da hayli değişiyor.

  • Oğlum yavaşla yavaşla… Hey! Selam kızlar, evet o benim! Plakaya hemen bakmaya çalışmayın ismimi yazdırmadım..

Ah gençlik! Lanet olası hisler ve hormonlar. Bunları kaybettiğinizi düşünüyorsanız merak etmeyin bir yerlerde birinin cebinde para olarak duruyor olabilir. Sadece zamanı geldiğinde hane olarak yazılmayı bekliyordur. Mesela benimkisi şuan gerilip oturduğum şu deri koltuk ve dibimde cadde boyunca açtığım camdan bana bakılmasını sağlayan egomu dört tekerleğinde döndüren bu arabam.

Seçilen değil seçen olmak gerek belki de hayatta. Çünkü her birimiz bir yerlerde birileri tarafından bir damla arzumuz, bir damla hırsımız ya da bir damla kinimizin esiri olarak seçilen kişi olmak istiyoruz. Aslında bir şeyi unutuyoruz; hiçbir zaman seçen kişi biz değilsek her zaman seçilmeye mahkum olabilecek bir seçilmişlikle karşı karşıya kalacağız…

  • Arabayı şu koya çek koçum. Denize karşı biraz soluklanacağım…

02.05.2016/Bursa

Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Siyah Plastikler / Burak Dağkılıç

  1. Kalemine sağlık üstad. Farklı bir pencereden bu konuya değinmen güzel olmuş.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 13 eseri bulunmaktadır.