DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Eylül ve Hazan ve Hazan’da Doğan Ramazan / Ramazan Seydaoğlu

Hazan kelimesinin bende çağrıştırdığı etkiyi tarif edemem.

Edebiyatın çekiciliği ile tanışmam “hazan” ile olmuştur.

Edebiyatımızın ilk örneklerini incelediğimiz lisenin ilk yıllarından bugüne dek hazan kelimesi bende müthiş bir tesir bırakmıştır.…..

Divan Edebiyatı’ndaki gazelleri çözümlediğim zamanlarda sevgiliye duyulan aşk ve sevgiliye kavuşamamadan duyulan ayrılık acısından sonra en etkili öğe hiç kuşkusuz ki “hazan” olmuştur.

“Nâm ü nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan
Düşdü çemende berk-i dıraht i’tibârdan.

Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecrîde girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan.

Her yaneden ayağına altun akup gelür
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy-bârdan.” (Bakî)

Hazan hep baharın zıddı olmuştu. Yaşlılık ve bitkinlik anlamına geliyordu. Oysa bahar gençlik, zindelik ve tazelik sembolüdür. Bahar başlangıç ve zindeliğe namzet olmaya, hazan bitiş ve bitişe doğru gitmeye denk gelmekte.. İlkbahar iyimserlik, sonbahar kötümserlik ifade ederdi. İlkbaharın kıymetini bilmek için sonbahar hatırlanmalıydı. Her ilkbahann sonunda hazan vardır, Bu değişmez bir yasadır. Bahar güzellik, aşk, zindelik, vuslat ve hayat kaynağı olarak görülürken, hazan çirkinlik, ölüm, yaşlılık, hüzün, son ve ayrılık gibi olumsuzlukların kaynağıydı. Sonbahar sonsuzluğun, ebedi âleme göçün mevsimidir. Kuruyan ve solan tabiat insanı adeta sonsuzluk ülkesine uğurlar gibidir.

“Hazan” kelimesi her dilde ve her kültürde ayrı bir yer edinmiştir. Kürtçe’ye “hezini” olarak adlandırılan bir sözcük var. “Hezini” yas anlamına gelmektedir. Türkçe’deki hazan, hüzün kelimesi ile ilişkilenmiş ve yasa dönüşmüştür belki. Yasta olma durumu da ancak ölümle gelir.

Bütün bunlardan sonra benim için “Hazan” kelimesinin bir başka anlamı var ki bu benim kelimenin tam anlamıyla baharım olmuştur. Müştehir Karakaya‘nın çıkardığı “Hazan” adlı dergide ilk denememin yayınlanması adeta benim baharım olmuştu. Gerçi yayınlanan yazıda bir hazan mevsimi göçeden turnalarla konuşan gurbetkeş birinin hüznü olsa da gelecek yıllarda peşpeşe gelen yazılarım ve ardından çıkardığım dergilerin girişi olmuştur bu. Hazandan önce gelen bir bahar müjdecisi olmuştu benim için.

Hazan ile ilgili yazılacak o kadar çok şey var ki, en güzelini yine şairler yapmıştır eminim. Aklımda şairinin adının kalmadığı şöyle bir şiir mısralarını sizinle paylaşırken hazandan hüzün kapan yüreklerinizi bir bahara hazırlamak, yeniden dirilişinizi gerçekleştirecek bir kış mevsimine doğru ilerlemenin sancılarını rahat geçirmeniz dileğim olacaktır. 

“Fânî ömür biter bir uzun sonbahar olur
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir;
Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. ” (laedri)

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 91 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları