Mağruf Amcanın Yüreği / Asalet Salgınoğlu
Bir kırık gül fidanıydı Mağruf amcanın yüreği… Salonun en uç köşesinde, pencere dibinde, oturduğu tekerlekli sandalyenin içine gömülmüş ve ağlaya ağlaya uyuyakalmıştı.
Hasta bakıcı Fatma anlattı uzaktan göstererek. Gözleri dolu dolu ve derin nefesini huzurevinin duvarlarına vurarak..
“Mağruf amca emekli öğretmen ama belinden aşağısı hafif felçli”
Tamamen değil ama hareket kabiliyeti pek yok.
Bütün öğretmen arkadaşlarının bir çok öğrencisinin ismini hatırlıyor.
Hepimize öğrencilerinin ismini taktı bize öyle sesleniyor. Biz de hiç rahatsız olmuyoruz “
“Peki evladı yok mu hiç?”
“Varmış hem de dört kızı varmış”
Ama “Onların isimlerini hatırlamıyorum” diyor.
“Hatırlamaz olur mu?”
Anmıyor kırgınlıktan.
Görmek istemediğini görmüyor, duymak istemediğini duymuyor ve unutmak istediği herkesi unutuyor.
Belki de en güzeli bu.
Yüreğinin yükünü hafifletmiş Mağruf amca. Sadece sevdiklerini bırakmış dünyasında.
Efendim herkese sadece sevdikleri ile bir ömür ve hafif bir yürek diliyorum
Sevgiler.
Aynen öyle. Keşke herkes üzüntülerini ve üzenlerini unutabilse.