Kara Baht / M. Latif Bakış
İstediğimiz sade bir damla huzur
onu da el götürür,
sel vurur,
yel savurur..
Arzumuz bir lahza mutlu olmaksa
dostlar yılan olur,
akarib akrep olur,
fettan zılgıt vurur.
Seyre dalmış idik ki bir hoş şu âlemi
iblis pusuda,
tufan kapıda,
kalkmalıymış gemi!..
Vuslat narı harlanınca gönülde
dereler taşar,
yıldırım düşer,
devrilir gemi!..
Raks etmek istedim teganni ile
köpekler havlar,
çakallar hırlar,
merkep anırır!..
El açarım duaya ümitler olsun diye
Kâbe kapanır,
Kudüs basılır,
çanlar çalınır!..
Ahhhh be gamlı gönül, kulak kesilince sen
bübül lâl olur,
koyun zâl olur,
gün zail olur!..
Tohum serperim cümle can için
güneşi küs tutar,
bulutu yas tutar,
karıncalar kös tutar!..
Sâde içime seyyah olayım dedim
âlem velvelelendi,
şeytanlar debelendi,
ruh atlasım delindi!..
Dilimi kestim mâsivâdan birkaç gün
küskünlerim çoğaldı,
düşmanlar palazlandı,
cümle mahluk nazlandı!..
Ben koştukça yolu, tez bitsin diye
yol dağa çıkar,
dağdan çığ akar,
yırtıcılar yol kollar!..
Suyu bulandırdın der aşağıdan hain kurt
asmalardan dert yanar topal ayı,
tilki çeker gülistanda halayı,
üveyiklere kırık kanat kalır!…
Velhasıl nasıl desem; ben bir telgraf çeksem
tellere kuşlar konar,
söğüde manda tüner,
postacı yârdan uçar!
Ne Nuh’un sefinesi, ne Karun definesi
ve ne İsa nefesi,
bir tek O’nun secdesi
kurtarır biliyorum.
Ne bende kalabildim
ne sizden gidiyorum,
bu gergeften bir necat
bir felâh, bir tecdit diliyorum!..
AĞRI/25.05.2021
Yüreğinize sağlık hocam
Teşekkür ederim komiserim. Eyvallah.