Kulağa Küpe Olsun Diye / Dr. Hatice Kösecik
Akupunktur tedavisi ve aynı zamanda aile danışmanı olarak görev yapan bir tıp doktoruyum. Bir gün ofisime korktuğu her halinden belli olan lise öğretmeni Nermin Hanım girdi. Geliş sebebi sekiz yıldır çektiği baş ağrılarıydı. Gerilim tipi baş ağrısı olan öğretmenimiz bir dost tavsiyesi üzerine hacamat yapan bir hanım şifacıya gitmişti geçen hafta. Bize geliş sebebi ise son bir haftadır giderek daha çok artan baş ağrısıydı. Çünkü öğretmenimiz hacamatı yapan hanımın söylediklerinden etkilenmiş, sürekli kafasına taktığı için sözleri ağrısı daha da artmıştı.
Hacamatı yapan hanımefendi sanırım kesikleri biraz fazla ve derin atmıştı ki hastamızın kalkarken başı dönmüştü. Biraz kan kaybından, biraz korkudan, biraz da yirmi dakikadan fazla yatmaktan olabilirdi baş dönmesi. Hacamat yapan hanım hastamızın sendelediğini görünce; ayağa kalkarken: “ne gördün?” diye sorar kendisine. “Hiçbir şey görmedim.” diyen Nermin Öğretmene: “Oysa görmen gerekiyordu, çünkü sende uğrak var.” der. Önce bunun ne anlama geldiğini idrak edememiş öğretmenimiz. Sorduğunda, uğrağın cin çarpması sonucu meydana geldiğini öğrenir. Tabii sonuç malum, dehşete düşen bir eğitimci ve de artan baş ağrıları. Oysa hacamatı yapan belki de böyle bir ifade kullanmasaydı bu denli artmayabilirdi ağrılar, kim bilir belki de daha iyi olabilirdi. Bunu bilemeyiz, tek bildiğim ehil ellerde hacamatın yapılmadığıdır. Sünnete uyulmadığıdır. Dini bu konuda da alet edinip sadece bir ayda alınan hacamat kursuyla işin yapıldığıdır. İşin düzgün yapılmadığıdır. Yanlış anlaşılmak istemem, hacamatın da şu anda üniversite hastanelerinde yapılmakta olduğunu ifade etmeliyiz herşeyden önce. Bu iş ancak tıp doktoru tarafından yapılmalıdır bizce. Aslında öyle bir ayda hemen öğrenilebilecek bir işlem değildir tıp camiasından olmayanlarca. Tekrar söylemek gerekirse, hacamata karşı değiliz, ehil ellerde ve de tıp doktoru olmayanlar tarafından cahilane yapılmasına karşıyız.
Nasıl da cesurlar diyorum kendi kendime, tıp fakültesi bitirmiş, peşinden akupunktur eğitimini almış olduğum halde onlar kadar kesik atamam kafaya, ense köküne, anal bölgeye… Bu bir ilimdir, hem öyle olmalıdır ki akupunktur noktaları çok iyi bilinmeli hem de vücut anatomisine hakim olmalıdır insan. Vücudun neresinde hangi damar sinir paketi var iyi bellenmelidir, yani olaya tam anlamıyla vakıf olmalıdır hacamat yapan kişi. Sözün kısası doktor tarafından yapılmalıdır hacamat.
Oysa ne acıdır ki neredeyse önüne gelen yapar oldu hacamatı. Bir iki de hadis belledi, ya da biliyordu hadisleri öğrendi hacamatı. Aynen bazı paragöz şarlatanlar gibi kullanmaya başladılar bu işi ve de dini. Bilinmelidir ki aslında hacamat sıcak ülkelerin tedavisiydi, ve belli vakitte yapılmalıdır. Öyle her ay aynı kişiye sürekli yapılmaz, bir de yanına sülük tedavisi eklenirse belki daha çok kazandırır diye düşünenlere doktor olsa bile yaptırılmaması gerekir. Müslüman ferasetli olmalıdır, akledebilmelidir.
Dikkatli olmalı sağlığını korumalıdır. Vücudumuz bize Rabbimizin emanetidir elbette. Bencil ve de şarlatan insanlara pabuç bırakmaz Müslüman, bir kere ısırılırsa bir daha ısırılmaz. Yakışmaz çünkü ona. Hayat en güzel hediyedir vesselam.
Gelelim bizim sevgili öğretmenimize, ona ne mi oldu? Akupunktur tedavisiyle ve de holistik terapi sonucunda gayet iyi oldu Rabbimizin yardımıyla. Şifayı veren Yüce Mevla’m ne anlamlıdır ki bizi vesile kılmış Nermin Öğretmene… Ara ara ofisimizi ziyaret eder dertleşiriz kendisiyle.
Esen kalın, sevgiyle kalın, huzuru tüm bedeninizde hissedin efendim.
Dr. Hatice Kösecik
Akupunkturist
Hayırlı günler
Allah razı olsun Dr Hanim.. Aydınlatıcı bir yazı.. Herkesin okuması gerekiyor.. Çünkü çok yaygın hale geldi bu durum.. Kaleminize kuvvet.. Yüreğinize sağlık..Sevgi ve saygılarımla… Esen kalınız..