DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Heykelden Puta, Puttan Şirke / Erdinç Tip

Heykel (Put’un) tanımı: Taş, tunç, bakır, kil, alçı, ağaç, fildişi vb. gibi maddelerden kalıba dökülerek, yontularak ya da yoğrulup pişirilerek yapılan insan, hayvan vb. biçimlerini yansıtan, ruhsuz, duygusuz ve hareketsiz yapıtlara Heykel (put) denir.

Şirk ise; Allah’a ortak koşmak, bir şeye veya din bilginlerine, şahısa ilahi özellikler atfetmek, Allah adına dinde kanunlar koymak anlamına gelir. Şirk eyleminde bulunanlar müşrik olarak isimlendirilir.
Putçuluğun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Çünkü rivayetlere göre ilk putları yapanlar Hz. Adem’in ilk çocuklarından olan Kabil’in nesli olmuştur. Peki şeytan insanoğlunu nasıl kandırdı da Allah’ı bıraktırıp taştan, tunçtan, bakırdan şekillere taptırmayı başarmıştır. Hikaye şöyle başlıyor: Rivayetlere göre Hz Adem ölünce oğulları sık sık gider babalarının mezarını ziyaret eder sırayla etrafından döner, dua eder, Allaha vesile ederek niyazda bulunurlardı. Yani aslında ilk görünüşte saf ve masum bir sevgi vardır. Bu durum sonraki nesillere farklı yansıyor. Nesiller çoğalıp uzak diyarlara dağılınca şeytan bunlara vesvese vererek insan şekline benzer heykeller yaptırır. Bir hatıra olarak tazim de bulundurur. Tabiî ki bunu şeytanın kendisi değil, vesveseyle yaptırdığı kişiler yapıyor. Kur’an-ı Kerim’de Vedd, Süva’, Yağus, Yauk ve Nesr diye adları anılan putlar bunlardır.

Putçuluğun temelinde aşırı sevgi vardır. Topluma mal olmuş Peygamber, evliya, devlet adamı, siyasi şahsiyet, asker ve sanatçılar önceleri toplum tarafından sevilir, sayılır. Sonraları ise bu kişinin genelde ölümünden sonra heykelleri yapılır gerek resmi gerekse gayri resmi ziyaretlerde bulunulur. Bu durum zaman zaman putçuluğa dönüşmüş ve insanlar Allah’la beraber bu şahısların heykel (put) lerine tapmışlardır. Yani aslında her bir put’un içinde mavevi bir şahsiyet vardır. Ve o şahsiyet tanrılaştırılmıştır. Tarihin sayfalarına baktığımızda durumun böyle olduğunu görürüz. Budistlerin tapınaklarını yaptığı ve sonradan taptığı şahıs aslında Buda’dır. Bu kişi bir insandır. Yaşamış ve ölmüştür. Ama bugün Budistlerin tanrısıdır. Mecusilerin bugün heykellerini yaptığı ve taptığı kişi Zerdüşt’tür. Bu şahsın aslında Peygamber veya kendisine ilim ve hikmet verildiği bir Şahıs olduğu söylenmektedir. Avesta adlı kitabı meşhurdur. Bu da bir insandır yaşamış ve ölmüştür. Ama bugün Zerdüştilere ve Mecusilere göre tanrıdır. Yahudi’lerin Üzeyr’i Allah’ın oğlu görmesi bir şirk örneğidir. Hakeza Hıristiyanların Hz. İsa’yı önceleri Allah’ın oğlu sonradan da Allah’ın bir parçası sayıp şirk koşmaları bunun birer örneğidir. Oysaki Üzeyr de Hz. İsa’da birer insandır. Yaşamışlar ve ölmüşlerdir. Tarihteki bir çok kişi bu şekilde tanrılaştırılmıştır…

Gelelim işin sonuç kısmına. Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların tekrar bu hatalara düşebileceğini insanlara hatırlatmış ve asla heykel yapmamalarını, resim ve şekil yapmamalarını tembihlemiştir. Ve İslam’da bunlar kesin olarak yasaklanmıştır. Hz. Muhammed’in bugün yeryüzünde yaklaşık 2 milyar seveni vardır. Ama hiçbir yerde Hz. Muhammed’e ait hiçbir resim ve heykeli yoktur. Tevhit inancının temelini oluşturan peygamberimiz bunun tedbirlerini de almıştır. Biz insanlar şunu iyi bilelim ki : Allah vardır, birdir, eşi ve benzeri yoktur. Allah zamandan, mekandan ve şekilden uzaktır, münezzehtir. Ve şunu unutmayalım ki : Hiçbir put (heykel) yapımı masum değildir. Başlangıçta iyi niyetlerle yapılan putlar (heykel) zamanla ilahlaştırılmaktadır. Hiçbir sevgi Allah sevgisinden büyük ve kutsal olmamalı, hiçbir şahıs (haşa) Allah kadar sevilmemeli ve önem verilmemelidir. Ve özellikle şunu bilmeliyiz ki: Putçuluk yani şirk, Allah’ı yok sayma inkar etme değil, Allah’la beraber başkalarını da ilah sayma işidir. Yetkide, kanun da ve sevgide Allah kadar saymak ve sevmektir. Hatta Allah’a laf edildiğin de, dinine ve Peygamberine saygısızlık yapıldığın da ses çıkarmaz fakat sevdiği o şahısa en ufak saygısızlık yapıldığın da kıyametleri koparır, onun için olmadık mücadeleler verir. İşte bu şirk’in ta kendisidir. Ve küfrün en karanlık halidir ki, Allah’ın affetmediği tek günahtır.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 6 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları