DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Enkaz / Yasemin Sakman

“İyi misin?” dedi.
Bu soru üzerine biraz irkildim ve tuhafıma gitti. Hâlâ benden iyi olmamı bekleyebiliyordu çünkü. Nasıl iyi olabilirim ki? dedim içimden. İçimden söylediğimi, sadece düşündüğümü sanmıştım ama yanılmışım. İyi değildim, hatta hiç iyi değildim. O da bunun farkındaydı. Aslında sorduğu sorunun saçma olduğunu biliyordu çünkü iyi olmadığımı gayet iyi biliyordu. Hatta neden iyi olmadığımın cevabı da ondaydı. Belki de cevabı benden duymak istiyordu. Ama ben ona bu cevabı vermeyecektim.

Sesim titreyerek, “İyiyim, gayet iyiyim,” dedim.
Açtığın yaraları, bıraktığın izleri ve yıkılan umutlarımı toparlamaya çalışıyorum sadece.
Cevabım karşısında ne diyeceğini bilemedi. Aslında benden daha kötü bir cevap bekliyordu. Belki de ona hakaret etmemi ya da küfür etmemi… Ama ben onun gibi yapmayacaktım. Onun bana davrandığı gibi davranmayarak, az da olsa utanmasını istedim. Tabii utanmayı biliyorsa…

Kısa bir sessizlikten sonra, “Neyse…” dedim ona.
“Neyse…”
İçinde neler vardı bir bilseniz… Dünyayı sığdırmıştım o “neye.” Ama anlamazdı ki… Çünkü onun bildiği şeyler kalp kırmak, yalan söylemek, acı vermek, yara açmak, arkasında enkaz bırakmaktı…
Ben şimdi, onun bana yaptıkları karşısında koca bir enkazdım işte. Temelim on yıl önce sarsılmıştı. Yine de ayakta duruyordum.
Hayır, hayır… Durmaya çalışıyordum sadece.

Şimdi ise yıkıldım.
Koca bir enkaza döndüm.
O enkazdan bile hâlâ gelip faydalanmak istiyordu.
Nitekim öyle de yaptı. İşine yarayan şeyleri aldı: sevgimi, umutlarımı, hayallerimi, geleceğimi…
Koca bir hiç kalmıştım artık.
O ise hayatına kaldığı yerden devam etti. Gayet de mutluydu.
Ben ise paramparçaydım artık. Her bir parçam bir yere dağılmıştı.
Toparlanmam lazımdı.
Ama nasıl?

Bu kadar kırılmışken, yıpranmışken, dağılmışken tekrar toparlanabilir miydim?
Bilmiyorum.
Belki de bilmek istemiyordum.
Yok yok, dedim içimden.
Bir şeyi bilmek istiyordum:
Onun da benim gibi acı çekip çekmediğini…

İnsan sevdiğinin acı çekmesini ister mi?
İçinizden “hayır” diyorsunuz değil mi?
Ben de öyle diyordum bir hafta öncesine kadar.
Sonra baktım ki hep ben acı çekiyorum, ben üzülüyorum, ben ağlıyorum, ben yıpranıyorum.
Hep ben, ben, ben…
Nereye kadar peki?

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 2 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları