Ah, Gülüm / Hüseyin Saraç
Bana Yusuf olmak yaraşırdı bu sevda yolunda, sana ise Züleyha olmak gülüm…Tutkumuz yüreğimizin ta derinliklerinden gelmeliydi. Ümitlerimiz küheylanlar gibi koşmalıydı ardımız sıra.. Sabrımız, Eyüb sabrı, olmalıydı. Dağlar delinmeyi beklemeliydi…
Oysa, oysa gülüm biz kolayını seçtik hayatın. Ne acı karanlığa mahkum olmak, bile bile, göre göre; dahası gülüm, meleklerin alkışladığı yoldan, sonsuzluğa uzanan yoldan, küçük kaygılardan ötürü yüz çevirmek, küçük sularda boğulmaya razı olmak, yalancı baharlarda aramak mutluluğu ne acı …
Biz böyle olmamalıydık gülüm. Yaşarken ölmek zevk vermiyor inan.
Yol yakınken kurtulmalıydık bu hüzün girdabından. El ele tutabilmeliydik korkusuzca. Sevdiklerimizle gidebilmeliydik ötelere, baykuş seslerine kulak asmadan.
Çıkabilmeliydik mutluluk avına birlikte; kayıtlara düşmeyen zamanlarda. Kaf dağının ardında, sonsuzluk ülkesinde aramalıydık yediveren güllerini. Yol yakınken gülüm, doyasıya hesapsızca sevebilmeliydik birbirimizi. Sevebilmeliydik, sevenler adına her ne varsa, aşkın en ulu makamında. Ah gülüm, ah.. Yol yakınken..Yol yakınken…
Şâir…
Şâirin ruhunu sıksan ya keder damlar, hasret. Şansın yaver gitmiş de vuslat vaktinde yakalamışsan, bahar şelâheleri gibi sevgi akar; o zaman.