Rehberin Çağrısı / Ahmet Yalçınkaya
görüyorum ey kentliler kızıla çalmış yeni düşleriniz
bakır göklerin şemsiyesi altında / hüzün saçaklarının
öylece kutlu yağmuru beklersiniz
anlamı kalmamış gibidir şu sözü edilen medeniyetin
anlamı kalmamış görünüyorsa kılıcın, terazinin, gözyaşının
belki sizce önemli değil ümmet için yenilgisi ümmetin
sözler boğazda tutulmuşsa eğer ve kılıçlar kınında
kimine göre belki muteber değildir artık görüşlerim,
ne dersiniz
bir haber daha getireceğim yine de çocuklardan
çünkü onlar en iyi bilenlerdir insanlar içinde melekleri
deveye çevirirler dağları istediklerinde Salih ‘den mülhem
açarlar milli gözlerinizi yıkayıp kalbinizi
çünkü onların istekleri saf ve temiz
çürümüşlük ve nisyan hesap verecektir çocuklara
yoktur şüphem
gökkuşağı hicret etmese yeter ki bu öksüz diyardan
sadece çocukların gücü yeter tutmaya elinizi
öteye ait ne var bilmem hesaplarınız arasında
görüyorum bir telaş almış yürümüş ilk sırada altına hücum
kesin hızınızı işte burada durun,
göklerin kapağı kapanmadan çıkın merdivenleri
çünkü set olabilecekken şedit rüzgarlara evlatlarınız
sayenizde tuşlara mahkum birer köle gibi
onları da muasır bilim otlağına salmışsınız
tufandan, ebabilden, sayhadan korunmak isterseniz
hatırlayın benlik çukuru ne kadar derin, yürek ne kadar deli
tutup yetimin ellerinden soluyun kokusunu özlemin,
“şehrin en uzak yerinden koşarak gelen” adamı dinleyiniz