DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

AŞK NEYdi / Elif Ekşi Zorer

Sessizliğin dilini bilenlerin, sükutu dinlemesinde nefes alır sevdalar. Konuşanlar bile bu kadar anlatamamıştı sayın sevdayı.
Aşk…
Bilmeyenlerin sustuğu, bilenlerin konuştuğu bir lisandır. Bu sebeple
derler ki; bilenin söylemediği, söyleyenin ise bilmediği tınısındadır kalbin.
Aşk; konuştuğunda arifi helak eder lâkin sustuğunda da helak olur âşık! “Gel de çık işin içinden” diyenler şüphesiz hiç âşık olmamıştır. Zira aşk; bu karmaşalar silsilesinde,
maşuğunun dizinin dibine oturandır. Bu nedenledir, hiç çıkmaz o, bulaştığı işin içinden. Batmayacağına inanır ve suya basarsan, yürür gidersin; mucize yürüyebilmekte değil bu minvalde, inanabilmektedir! O vakit
Aşk; bizi yoktan var eden ve bu var olmayı muazzam bir inançla bizde kavi kılan,
kişinin herşeyi terkedip de, mütevazı acziyetiyle sarıp sarmaladığı imanıdır.
Aşk, gökyüzüdür… pencereye konan güvercinlerin, kanatlarından serpiştirdiği o huzuru, gönüle sürebilmenin adıdır… Aşk; bakıp da gördüklerinde, görmeden tutulduğun bir sevdanın mührünü taşımaktır..
Aşk ney/dir… Çünkü aşk bir nefestir, sessizliğin gönül makamından taşan en sızılı tınısındadır… izahı olmayan duyguların ve lisanı lâl olmuş cümlelerin üflediği bir ateştir aşk…
Duyanlara yangınları hatırlatan, yanan yüreklerin üzerine su serptigi ilahi bir kudrettir… Efkârdır aşk, efkârı besleyen yârdır…
“Aşıklara karış ki, âşık olasın, gör ne cevherler var erkân içinde” diyen Rumî’dir…
Aşk; taliplisini
“aşk makamında” ağırlayan; benliğe kapalı, kibire yeminli, yalandan korkan duru bir ahlâktır… Aşk; bir ateştir, yanmaktır ve yakmaktır, yanmaya engel herşeyi… Gündür, güneşe benzeyen…Dündür, yarını da bağrında muhafaza eden…
Mevlana’nın gözüyle görmektir Şems’i…
“Bana Seni, gerek Seni” diyen Yunus Emre gibi , koşulsuz sevmektir…. Aşk; “önce kahır sonra ikram” diyen Taptuk Emre’nin teslimiyettir… Şikâyete ar eden bir gönül düsturudur… Aşk üç harfli bir kelime olmasına rağmen cazibesine kapılanların efsaneleştirdiği , dillerden dillere dolanan , dolaştıkça nasiplilerine his bulaştıran bir destandır, Leyladır aşığını Mecnun eden, uğruna dağları delen Kerem’in *aslıdır…
Bir Pervanedir aşkı uğruna deliye dönen, döndükçe yanan, yandıkça müptelası olan ateşinin…
Aşk Ney’dir… Hû sesidir, tek kere üflenen ömürlük bir nefestir… Vazgeçiştir bazen, giderken en çok kendini bırakmanın ismidir…
Aşk , neydir… sözleri kifayetsiz bir şiirin neyzenidir aşk…Parmak uçlarının nefesiyle birleştiği bir kalbin yazgısıdır okumasını bilene… Bir türkünün kalbini, notalarına emanet ettiği cümlelerinin tefsiridir… Hoş bir sadâdır duymasını bilene…
Der ki İbrahim Sadri;
“Aşk, denizler tutuşturulduğunda,
Dağlar yürütüldüğünde,
Yıldızlar semadan ,bir bir döküldüğünde,
Herkesin her şeyi,
Her şeyin herkesi unuttuğu günde; unutmamanın adıdır aşk!
Aşk ney di? Neyde idi… Nihavent bir makamın, faiilini, gönül bağı denen kutsî bir şefkatle ağırladığı
,”senin için ölmeye hazırım diyen değil, “senin için yaşıyorum”
diyen bir fısıltının ney makamında varoluş sebebidir…Hakikattir aşk, Hakka sığınmanın adıdır…
Aşk; bir koku, evlat… Aşk can, aşk nefes, içimizde bir kafes…

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 30 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları