DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Ölüm Uykusu / Bukrenur Yılmaz


akla direnç gerek akla mukayyet
kalbe sevmek gerek kalbe feraset
dayanmak ki kaç fasıl çile
nereye kadar başa sarar düşmek
yine sarpa sardı her şey
selameti beklemek ki
anı devrediyor yıla
hayalini kuramıyorum artık
güzel olan ne varsa
galiba sana giden yolları uyuyor kalbim
sensizliği uyuyorum
oysa vakitlice uyanmaktı maharet
kalkmaktı ayağa bir elif miktarı
öğütmek‘ti zamanı fecrin göğünde
galiba dünya ağrısı çektiğim
direnmek ki tek bildiğim
sonsuz bir huzur için
ölüyor her adımda nefesim
anlaşılmak ki
bir tek ona meftun
bir tek ona vurgunum
anlamak ki
işte o tam anlamıyla
insan olma işçiliği desem
yolu dikenli tellerden geçen
yılmadan sarp yokuşlar tırmanan
kim çözebilir bunca muammayı
kim kazanamadı sebat ile sabrı
hiç bir şey anlamamış gibi
tuhaf tuhaf bakıyorlardı yüzüme
oysa içimle konuşuyordum ben
kendimleydi müşkülatım
sonra dönüp içime tekrarladım
işte bütün bunlar
bütün bu hezeyanlar
hakikat ipini sıkı sıkıya tutamamaktan
yani hep aşksızlıktan
aşka uzaklıktan
sen gel fikrim’e ey kudreti kadim
yeni bahar uyanışları gibi
ölüm uykularından uyar


Bu yazıyı paylaş:

One thought on “Ölüm Uykusu / Bukrenur Yılmaz

  1. Yürekten alkışlıyorum, Üstat.
    ***
    İnsan, beşeri nem-i zahir,
    Bir yudum serçe gibi yürek mahir…
    Hakikat, kursağında bir düğüm,
    Kader, muamma-ı gayb-i sihir.
    Gelecek dağ gibi önde engel,
    Geçmiş gayya kuyusu, derin.
    Sabrı metanet-i ömür, ölüm.
    Hal-i uyku gibi zahir, gözde nem.
    ***
    Ama, elbet her karanlığın şafağı,
    Her iklimin bir baharı umuda baki.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 28 eseri bulunmaktadır.

Yazarın diğer yazıları