DergiZan

Yazı ve Sanat Ülkesi

Sevgi Ertelenmemelidir / Eşref Bolukçu

Ertelenmemesi gereken duyguların başında sevgi gelir.

Dünyadaki yaşamımız ile ilgili işleyen süre her gün azalıyor. Zaman daralıyor. Çoğu kez ya önemsemiyoruz ya da azalan bu zamanın farkına varamıyoruz. Sanki ebedi olarak bu dünyada kalacakmışız şekilde yaşıyoruz. Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları, mevsimler mevsimleri, yıllar yılları kovalıyor. Bilinçli olarak geriye dönüp baktığımızda ne kadar çok zamanın geçtiğini görebiliyoruz.

Son üç yıldır bir salgın yaşıyoruz. Salgının ilk günlerinde öyle bir korku pompalandı ki… İnsanlar sokaklarda düşüp ölüyordu. Salgının ilk zamanlarında cenaze namazları kılınmıyor, kimse mezarın başına bırakılmıyordu… Bu korku öyle çok işlendi ki beynimize. Bu korku duygularımıza öyle hâkim oldu ki.

Dünyayı saran salgın, hayatımızı da sardı. Arkadaşlarımızı ve yakın çevremizi şurada bırakalım artık anne ve babamıza, en yakın akrabalarımıza gitmez olduk. Sıla-i rahip bitmiş oldu. Virüs korkusuyla artık sevdiklerimizi görmekte sakındık. Çocuklarımıza, anne ve babamıza, sevdiklerimize sarılmaz olduk.

Ve acı haberleri almaya başladık. Virüs korkusuyla uzak durduğumuz sevdiklerimizin dünyadan göçme haberlerini duyduk. Yüreğimize saplanan acı ölüm haberleriyle birlikte “keşke” ile başlayan cümleler kurduk. “Keşke görseydim.”, “Keşke sevgimi ifade etseydim.” gibi cümlelerin hiçbir anlamı kalmadı artık.

Erteledik… Sevdiklerimizle bir araya gelmemizi ertelememiz gerektiği hep söylendi. Salgının son bulması için sevdiklerimizden uzak durulması gerektiği anlatıldı. Ama ne salgın bitti ne de sevdiklerimiz ile aramıza koyduğumuz mesafe. Dahası salgın tedbirleri bizi uzaklaştırdıkça uzaklaştırdı sevdiklerimizden.

Telefon ya da sosyal medya üzerinde sohbet ettiğimiz yakınlarımızla konuşurken, “Geçecek bu durum, tekrar bir araya geliriz.” diyoruz. Peki gerçekten geçecek mi bu salgın? Bitecek mi bu virüs? Hadi diyelim bitti; o zamana kadar sevdiklerimiz, yakınlarımız, arkadaşlarımız bu dünyada olacak mı? Bu dünyada kalma süremizin sonuna doğru hızla giderken içinde bulunduğumuz zaman bize neyi gösterecek?

Neyi tavsiye etmeye çalışıyorum? Sevdiklerimize zaman ayırmayı… Sevdiklerimize, onları ne kadar çok sevdiğimizi ifade etmeyi… İyi ve güzel şeyleri yarına bırakmamayı… Yarınların bize ne getireceğini bilemeyeceğimize göre bugün sevdiklerimizi aramalı; eğer onları kırmışsak ya da üzmüşsek onların gönüllerini almalı; helalleşmeyi ertelememeli…

Yarınlara ertelediğimiz nice şeyler için “keşke” ile başlayan cümleler kurduk. Bu nedenle sevgiyi ertelemeyin. Sevgi yarına bırakılmaz. Yüreğinizde biriktirdiğiniz sevgilerinizi, olması gereken kişiye iletin. İyilikleri ertelemeyin, güzellikleri ertelemeyin. Annenize, babanıza, yakınlarınıza, dostlarınıza, arkadaşlarınıza ulaşmanız gereken anları ertelemeyin. Bir şekilde ulaşın onlara; ulaştırın onlara sevginizi…

Salgın şartlarında kurallara uymayın, demiyorum. Elbette önlem alınması gerekiyorsa önlemlerinizi alın. Ama uzak durmayın sevdiklerinizden. Bir şekilde ulaşın onlara. Yoksa yarın belki de onlara artık ulaşamayacaksınız. Dahası belki de onlar artık size ulaşamayacak.

Bu yazıyı paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu yazarın toplam 12 eseri bulunmaktadır.